Türkçe Cümle Bilgisi
Ünite 1
Türkçe Kelime
Guruplarının Yapısı ve Kullanımı
Kelime Gurupları
İnsanların kendilerini ifade ediş biçimlerinin tümüne anlatım
denir.
Söz Dizimi:
Sağlıklı ve düzgün cümle kurmanın yolları ve yöntemleri üzerinde çalışma yapan
dil bilgisi alanıdır. Kelime guruları, cümleyi oluşturan yapılardır. Kelime
gurupları, sözcük öbeği, söz öbeği veya sadece öbek terimiyle de ifade
edilebilir.
Türkçede
kelimelerin dizilişlerindeki sırayı belirleyen temel kural yardımcı öğelerin
(belirten) önce, temel öğelerin (belirtilen) sonra gelmesidir. Kelime
guruplarında da bu kural geçerlidir.
Yağız atlar kişnedi,
cümlesinde “yağız” yardımcı öğe, “atlar” temel öğedir. Bu aynı zamanda bir ad
öbeğidir.
Birtakım kelime guruplarında temel öğe, yardımcı öğe ayrımı
yapamayız (tekrar gurubu, bağlama gurubu, birleşik isim gurubu gibi).
Leyla ile mecnun (bağlama gurubu)
Ağır ağır (tekrar gurubu)
Faruk Kadri Timurtaş (birleşik isim gurubu)
Ünlem gurubu ve birleşik fiillerde ise temel öğe önce,
yardımcı öğe sonra gelir (demek ki her kuralın istisnası varmış).
Teşekkür et!
Cümlesinde “teşekkür” temel öğe, “et” yardımcı öğedir.
Kelime gurupları nesneleri ayrıntılı olarak ifade
edebilir, bu nedenle kelime guruplarına belirtme gurubu da denir.
Kelime gurupları anlam ve yapı bakımından bütünlük
gösterdikleri için cümle içinde tek bir kelime gibi işleme tabi tutulurlar.
Çekim eki, gurubun sonundaki kelimeye eklenir. “Karanlık, harap ve dar bir sokağa saptılar” cümlesinde –a yaklaşma
eki, kelime gurubunun sonundaki “sokak” sözcüğüne eklenmiştir.
Kelime
gurupları yargı bildirmez. Bu nedenle cümle kategorisine giremezler
(yan cümle, cümlemsi, cümlecik bile olamazlar).
Kelime gurupları başka bir kelime gurubunun öğesi olarak da
görev yapabilirler. “…bir köylünün
kıvrılmayan belini…” cümlesinde iki ayrı sıfat tamlaması birbirlerini
bütünlemektedirler. Her ikisi de ayrı ayrı kelime gurubu
oluşturmaktadırlar.
Kelime guruplarını oluşturan öğelerin sırası şiir dilinde
veya konuşma dilinde yer değiştirebilir.
Kelime gurupları cümle içinde ya tek bir öğe (özne, nesne,
zarf tümleci, yer tamlayıcısı, yüklem) ya da cümlenin bir öğesinin niteleyicisi
olur. “Besim’in fikirlerini bilirdi”
cümlesinde “Besim’in fikirleri” bir isim tamlamasıdır ve cümle içinde nesne
görevinde kullanılmıştır.
İyelik urubu ve İsim Tamlaması
İyelik Gurubu ve İsim
Tamlamasının Yapısı
İsim soylu iki ya da daha fazla sözcüğün bir nesne, olay
veya hareketin neye / kime ait olduğunu bildiren kelime guruplarına isim
tamlaması denir.
İsim tamlaması, tamlayan ve tamlanan olmak üzere iki öğeden
oluşur. Tamlayan ilgi hali eki alabilir ancak genelde eksiz halde karşımıza
çıkar. Tamlanan her durumda iyelik eki alır.
“evin duvarı”
ifadesinde “ev+in” sözcüğü ilgi eki almıştır, “duvar+ı” sözcüğü ise iyelik eki
almıştır.
Eğer ilk kelime (tamlayan) ilgi hali eki almış bir zamirse
bu kelime gurubu iyelik
gurubu olarak da adlandırılır. Buradaki detay tamlayanın isim değil
zamir olmasıdır. “Senin hatan” öbeği iyelik gurubuna örnektir (“sen” sözcüğü
zamir olduğu için).
İsim tamlamaları ve iyelik guruplarında tamlayan kısmının
düştüğü veya yazılmadığı görülebilir (elim,
ayağın, kalemi gibi). İyelik ekinden dolayı tek kelime bile olsalar iyelik
gurubu değerindedirler.
İsim tamlamalarında tamlayan başka bir kelime gurubu oluşturabilir
(“Çiğnenmedi at nalları altında cesetler” cümlesinde “at nalları altında” bir
isim tamlamasıdır, ancak “at nalları” kelime gurubu da ayrıca bir isim
tamlamasıdır.” Bunlara zincirleme
isim tamlaması da denir.
Bir isim tamlaması başka bir isim tamlamasının tamlananı
olduğu zaman ana tamlamanın iyelik ekini taşır (“Ahmet Hamdi’nin şiir defteri”
cümlesinde “şiir defteri” kelime gurubu belirtili isim tamlamasıdır,
cümlenin ilk gurubu olan “Ahmet Hamdi’nin” kelime gurubuna işaret eden “i”
iyelik ekine sahiptir.
İsim Tamlamalarının
Türleri
İlgi eki ve iyelik eki almaları bakımından üç urupta
incelenirler: Belirtili, Belirtisiz ve Eksiz (takısız) isim tamlamaları.
İsim tamlamalarında yardımcı unsur tamlayandır ve daima ilgi
halindedir. İlgi hali ismin ekli (+ın, +in, +un, +ün, +nın, +nin, +nun, +nün…)
veya eksiz kullanıldığı bir halidir.
Belirtili İsim
Tamlaması
Yardımcı öğe -> tamlayan + ilgi eki
Temel öğe -> tamlanan + iyelik eki
Belirtili isim tamlamalarında belirtilen ve belirteni
arasında geçici bir ilgi vardır. İki öğe arasında sürekli bir ilgi yoktur (ilgi
ekinden dolayı bu böyledir). Bundan dolayı belirtili isim tamlaması birleşik
kelime yapmaya elverişli değildir. Argo ifadelerde bu yolla birleşik kelime
yapıldığı gözlenir (elinin körü, devenin nalı, anasının gözü gibi).
Belirtili isim tamlamalarının tamlayanı yine bir
isim tamlaması veya başka bir kelime gurubu olabilir.
Belirtili isim tamlamalarının tamlayanı sıfat tamlaması
olabilir (“…o zamanın Erzurum’u…” ifadesindeki “o zaman” öbeği sıfat tamlamasıdır.)
Belirtili isim tamlamalarının tamlayanı bağlama gurubu
olabilir (Leyla ile Mecnun’un aşkı).
Belirtili isim tamlamalarının tamlayanı sıfat-fiil gurubu
olabilir (“Âşık olanun ma’şûkı” ifadesinde “âşık olan” öbeği
sıfat-fiildir).
Belirtili isim tamlamalarında tamlayan unvan olabilir
(“Ahmet Bey’in ceketi” ifadesinde “Ahmet Bey” unvan gurubunu oluşturur).
Belirtili isim tamlamalarında tamlayan birleşik isim
gurubu olabilir (“Karacaahmed’in yolu” ifadesinde “Karacaahmed” birleşik
isim gurubudur).
Belirtili isim tamlamalarında tamlanan;
-
Sıfat tamlaması olabilir (“ceketinin dış cebi”)
-
Bağlama gurubu olabilir (“Senin kaşların ve
gözlerin)
-
Sayı gurubu olabilir (“Aralığın yirmi biri”)
-
İsim-fiil gurubu olabilir (“İmzanın nikâh
gününe bırakılması)
-
Sıfat-fiil gurubu olabilir (“Biraz evvelki
hadisenin bu sinirliliği uyandırdığını anlıyordu)
Belirtili isim tamlamalarının birden fazla tamlayanı
olabilir (Hitit, Frigya ve Roma zamanında…”)
Belirtili isim tamlamalarının birden fazla tamlananı olabilir
(“reklamın iyisi kötüsü olmaz”)
Belirtili isim tamlamalarında tamlayanla tamlanan arasına
başka kelimeler girebilir (“çocuğun o akşam
kederinin şiddetinden gözüne uyku girmedi”
“çocuğun gözüne” tamlamadır, aradaki ifadeler içegirmiş ikinci bir cümle gibi
işlev görebilir)
Belirtili isim tamlamaları;
a) Bir
nesnenin başka bir nesneyle ilgisi olduğunu gösterir (“senin elman”)
b) Parçanın
bütüne ait olduğunu gösterir (“evin odası”)
c) Bir
niteliğin neye ya da kime ait olduğunu gösterir (“ekmeğin tazesi”)
d) Durumun
ona sebep olana ait olduğunu gösterir (“çocuğun kahkahası”)
e) Miktarın
neye ait olduğunu gösterir (“gazın litresi”)
Belirtili isim tamlamalarında vurgu, tamlayan ve tamlanan
bakımından aynıdır (“yolun sonu”).
Belirtisiz İsim Tamlaması
Tamlayanı ilgi eki almamış olan tamlamalardır. Tamlayan
tamlananın cinsini, çeşidini, türünü, kaynağını, niteliğini, yerini, zamanını
gösterir. Tamlayan ilgi eki almadığı halde tamlanana olan bağlılığı belirtili
isim tamlamasındaki örneklere kıyasla daha kuvvetli ve süreklidir. Birleşik
kelime yapımına elverişlidirler (buzdolabı, yazı tahtası, yemek masası,
gülkurusu gibi).
Belirtisiz isim tamlamalarının tamlayanı isim tamlaması veya
başka bir kelime gurubu olabilir.
Tamlayan;
a) Belirtisiz
isim tamlaması olabilir (“Çiğnenmedi at nalları altında cesetler” at nalları, ifadesi belirtisiz isim
tamlaması olup, at nalları altında ifadesinin tamlayanı durumundadır).
b) Sıfat
tamlaması olabilir (“kara gün dostu” ifadesinde “kara gün” sıfat
tamlamasıdır).
c) Bağlama
gurubu olabilir (“gül ile bülbül efsanesi”)
d) İkileme
olabilir (“Galatasaray – Fenerbahçe maçı”)
e) İsim-fiil
gurubu olabilir (“fena bir insanı iyi yapmak kudreti”)
f) Müstakil
bir cümle olabilir (“Gesi bağlarında bir top gülüm var türküsü…”)
Belirtisiz isim tamlamalarının tamlayanı özel bir isimse
anlam bakımından belirlilik kazanabilir; Van Gölü, Dicle Nehri gibi…
Belirtisiz isim tamlamalında vurgu tamlayan üzerindedir; ezan
sesi, kuş dili, aslan ağzı…
Eksiz (Takısız) Tamlama
Bir kısmı yabancı dil kurallarının dilimize tatbikiyle
oluşmuş yapılardır. Kuruluş ve firma isimlerinde bu yapının yaygınlaşmakta
olduğu görülmektedir (Pera Palas, Tütün Bank, Bavul Ajans gibi).
Tamlamanın neden yapıldığını (taş duvar) veya neye
benzediğini (servi boy) ifade eden yapılarda ilk kelime yani belirten, sıfat görevinde
olup belirtileni nitelendirmektedir. Bu tip eksiz tamlamaları sıfat tamlaması
olarak değerlendirenlerde vardır.
İsim Tamlamasının İşlevleri
Diğer Kelime
Guruplarında Kullanılışları Bakımından İsim Tamlamaları
İsim tamlamaları başka bir kelime gurubunun öğesi olabilir.
Başka bir isim tamlamasında tamlayan olarak görev
yapabilirler (Teneşir tahtası üstünde).
İsim tamlamaları, sıfat tamlamasında sıfat görevinde
bulunabilirler (“Mevlana’nın söylediği şeyleri söylüyordu” cümlesinde
“Mevlana’nın söylediği şeyleri” öbeği sıfat tamlamasıdır, burada sıfat unsuru
“Mevlana’nın söylediği” kelime gurubudur ve bu gurup aynı zamanda bir isim
tamlamasıdır.
İsim tamlamaları sıfat tamlamalarında isim öğesi olarak
görev yapabilirler (“bir şantiye manzarası” ifadesinde “şantiye manzarası”
öbeği isim tamlamasıdır, ifadenin tamamı ise sıfat tamlamasıdır).
İsim tamlamaları edat gurubunda isim öğesi olarak görev
yapabilirler (edat gurubu: “İslam dünyası için” ifadesinde “İslam dünyası” isim
öğesi olarak edat gurubunun içindedir)
Cümlede
kullanılışları Bakımından İsim Tamlamaları
Cümle içinde özne, nesne, yer tamlayıcısı, zarf tümleci ve
yüklem olabilirler. Cümle içinde bütün olarak öğe durumunda da olabilen isim
tamlamaları genellikle bir öğenin niteleyicisi veya parçası olarak görev
alırlar.
İsim Tamlamasının
Özne Olarak Görev Yapması
“Atatürk çiftliği katlediliyor”
İsim Tamlamasının
Nesne Olarak Görev yapması
“Kahramanlar zaferin sırrını benden duydu”
“Bekledik hiç dinmeyen yağmurunu göklerin”
İsim Tamlamasının Yer
Tamlayıcısı Olarak Görev Yapması
“İnsan vücudunda lüzumsuz bir organ yoktur”
İsim Tamlamasının
Zarf Tümleci Olarak Görev Yapması
“Öğle üstü kasabaya ulaştım”
İsim Tamlamasının
Yüklem Olarak Görev yapması
“Ben de evin içindeyim”
Ünite 2
Türkçede Kelime Guruplarının Yapısı
ve Kullanılış Biçimleri
Sıfat Tamlaması
Sıfat tamlaması, sıfat türünden bir ya da birden çok
kelimenin isim türünden bir ya da daha fazla kelimeyi belirtmesi veya
nitelemesiyle oluşan kelime guruplarıdır. Tamlamalarda, sıfat yardımcı öğedir.
Sıfatlar niteleme ve belirtme sıfatları olmak üzere iki başlık altında
incelenirler.
Niteleme Sıfatları; varlıkları, nesneleri, olayları veya
kavramları renk, biçim, yapı, durum, ağırlık bakımından niteleyen sıfatlardır.
Belirtme Sıfatları; belirtme işini işaretle, soruyla veya
sayı vasıtasıyla yapar. İşaret sıfatları, soru sıfatları, belirsizlik sıfatları
ve sayı sıfatları başlıkları altında incelenirler.
Sıfat olarak kullanılacak bir isim sadece iyelik eki alabilir;
canım İstanbul, güzelim laleler gibi. Niteleme ve belirtme sıfatlarıyla kurulmuş
çok sayıda bileşik kelime vardır.
Sıfat tamlaması kalıbında çok sayıda özel isim, lakap ve yer
adı vardır. Yer adı olanlar bitişik yazılır (Karadeniz, Akhisar gibi).
Sıfat tamlaması kalıbındaki bileşik kelimelerin pek çoğu
cins adı olarak kullanılır (ağır sıklet,
dört yol, düz baskı, düztaban, güler yüz, genelkurmay gibi).
Sıfat tamlaması kalıbında olmakla beraber ek alarak anlamı
pekiştiren birleşik kelimeler de vardır (at
ağızlı, çok sesli, eski kafalı gibi).
Edebi dilde sıfat tamlamalarında sıfat ve isim yer
değiştirebilir.
Sıfat tamlamalarında vurgu sıfat üzerindedir (akarsu).
Sıfat Tamlamasının
İşlevleri
Sıfat tamlamaları, isim tamlamalarında tamlayan olarak görev
yapabilir (“iki balon arasında…”).
İsim tamlamalarında tamlanan olarak görev yapabilir (“Mefharef’in
kararsız bakışları…”).
Başka bir sıfat tamlamasında sıfat öğesi olarak görev
yapabilir (“tek kubbeli camii…”).
Başka bir sıfat tamlamasında isim öğesi olarak görev
yapabilir (“bu Müslüman adam…”).
Edat guruplarında isim öğesi olarak görev yapabilir (“bir
kumarbaz gibi…”).
Cümlede Kullanılışları Bakımından
Sıfat Tamlamaları
Sıfat Tamlamasının Özne
Olarak Görev Yapması
Bu çocuk düpedüz harcanıyor.
Sonsuz karanlık ağarttı umutlarımızı.
Sıfat Tamlamasının Nesne
Olarak Görev Yapması
Yelesi kara atı severdi.
Sıfat Tamlamasının Yer
Tamlayıcısı Olarak Görev Yapması
Geçti bir nefes gölgeli sahillerden…
Sıfat Tamlamasının Zarf Tümleci
Olarak Görev Yapması
Dün gece hiç uyumadı.
Sıfat Tamlamasının Yüklem İsmi
Olarak Görev Yapması
Öyle güzel bir kadın ki…
Ünite 3
Türkçe Kelime Guruplarının Yapısı ve
Kullanılış Biçimleri
Tekrar Gurubu
Tekrar gurubu en az iki kelimeden oluşur. Tekrar
guruplarında kelimeler arasında birleşmeyi sağlayacak herhangi bir eke gerek
yoktur. Öğeler arasına virgül de koyulmaz (boy
bos endam gibi).
Tekrar guruplarında anlamca yan yana gelen iki kelime farklı
bir kavramı ifade eden yeni bir bileşik kelime niteliği kazanabilir (öte beri, zil zurna gibi).
Bazı tekrar gurupları kuvvetlendirme edatlarıyla, bağlama
edatlarıyla veya soru ekiyle yapılır (neler
de neler, okul da okul, çok ama çok, hatta ve hatta, güzel mi güzel gibi).
Çekimli fillerle de tekrar gurubu oluşturulabilir (olsa olsa, gitse gitse gibi).
Tekrar gurubunu oluşturan her iki öğe çekim ekleri
alabilirler (havadan sudan, dereden
tepeden, arada sırada, evi barkı gibi).
Tekrar guruplarında sözcüklerin yeri değiştirilmez.
Aynı kelimenin tekrarı ile yapılan tekrar guruplarında
vurgu, birinci kelimenin vurgulu hecesi üzerindedir (cıvıl cıvıl, gizli
gizli).
Eş anlamlı ya da biri anlamlı biri anlamsız kelimelerle
kurulmuş tekrar guruplarında vurgu birinci kelime üzerinde olur (apar
topar, eski püskü).
Zıt anlamlı kelimelerle kurulan tekrar guruplarında vurgu,
ilk kelimenin vurgulu hecesindedir (az çok, er geç).
Kelime başına “m” sesi getirilerek yapılan tekrar
guruplarında vurgu asıl kelimenin vurgulu hecesi üzerindedir (gizli mizli,
çocuk mocuk, zor mor).
Tekrar gurubu “m, p, r, s” sesleriyle yeni heceler
oluşturularak yapılıyorsa vurgu eklenen pekiştirme hecesi üzerindedir (apayrı,
mosmor, ıpıssız, sapsarı).
Pekiştirmeli Tekrar
Gurupları
Ses İlavesiyle Yapılan Tekrar Gurupları (para mara).
Hece İlavesiyle Yapılan Kelime Gurupları (apayrı, bambaşka).
Hal Ekli İsimlerle
Kurulmuş Kelime Gurupları
Ayrılma Hali Eki – Yaklaşma Hali Eki Düzeninde Kurulmuş
Tekrar Gurupları: İlk öğe ayrılma hali ekli bir kelime, ikinci öğe ise yaklaşma
hali eki alan bir kelimedir (baştan başa,
doğrudan doğruda, küçükten büyüğe, dilden dile).
Yalın Hal – Yaklaşma Hali Eki Düzeninde Kurulan Tekrar
Gurupları: İlk öğe yalın halde bir kelime, ikinci öğe ise yaklaşma hali eki
alan bir kelimedir (arka arkaya, baş
başa, el ele).
Yaklaşma Hali Eki – Yalın Hal Düzeninde Kurulan Tekrar
Gurupları: İlk öğe yaklaşma hali eki alan bir kelime, ikinci öğe ise yalın
halde bir kelimedir (bire bir, başa baş,
kana kan).
Yükleme Hali Eki – Yaklaşma Hali Eki Düzeninde Kurulan
Tekrar Gurupları: İlk öğe yükleme hali eki alan bir kelime, ikinci öğe ise
yaklaşma hali eki almış bir kelimedir (ucu
ucuna, peşi peşine, günü gününe, boşu boşuna).
Tekrar Guruplarının
İşlevleri
Tekrarların başlıca üç işlevi vardır: Kuvvetlendirme,
çokluk, devamlılık.
Tekrar Gurupları;
-
Sıfat tamlamasında sıfat unsuru olarak görev
yapabilir (…başka başka istikametlerde…).
-
Sıfat-fiil guruplarında zarf görevi yapabilir (ipil
ipil yağan…).
-
Bileşik fiillerin isim öğesi olarak görev
yapabilir (sarmaş dolaş olmuş…).
-
Edat guruplarının isim öğesi olarak görev
yapabilir (ezelden ebede dekdür bu izzet…).
-
İsim tamlamalarının tamlayanı olarak görev
yapabilir (…geliş gidiş günleri belli mi?).
-
İsim tamlamalarında ve iyelik guruplarında
tamlanan olarak görev yapabilir (Ovanın şurasından burasından…).
-
Zarf-fiil guruplarında zarf olarak görev
yapabilir (yeşil yeşil bakarken…).
Cümlede
Kullanılışları Bakımından Tekrar Gurupları
Tekrar Guruplarının;
-
Özne olarak görev yapması: (dünya ahret
bir oldu).
-
Nesne olarak görev yapması: (Öbürleri saçını
başını karıştırıyorlar).
-
Yer tamlayıcısı olarak görev yapması: (ete
kemiğe büründüm).
-
Zarf tümleci olarak görev yapması: (Bak senin
kucağında mışıl mışıl uyuyor).
-
Yüklem ismi olarak görev yapması: (her şey pırıl
pırıl).
Sayı Gurubu
Türkçede sayılar üç şekilde karşılanır:
1- Tek
kelime ile (bir, iki, üç, beş…)
2- Sıfat
tamlaması ile (iki yüz, dört yüz…)
3- Sayı
gurubu ile (on bir, yirmi iki…)
Basamak sistemine göre sıralanmış sayı isimleri topluluğuna sayı gurubu denir. Bu guruplarda büyük sayı ile küçük
sayı eksiz olarak arka arkaya gelir.
Sayı Gurubunun Yapısı
Önce büyük sayı yazılır. Sayı adları eksiz birleşir. Sayı
adları ayrı yazılır. Çek ve senet sahteciliğine karşı bu gibi evraklarda
sayılar bitişik yazılabilir. Sayı guruplarında vurgu sonra gelen (küçük
sayı) sayı üzerinde olur. Sıfat tamlaması yapısındaki sayı guruplarında vurgu
sıfat öğesi üzerindedir (sekiz milyon).
Sayı Gurubunun
İşlevleri
Sayı gurupları sıfat tamlamalarında sıfat olarak görev
yapabilirler (yirmi yedi yıl).
Belirtisiz isim tamlamalarında tamlayan olarak görev
yapabilirler (yıl, bin yetmişin ortalarına varmakta).
Sayı gurupları;
-
Özne olarak görev yapabilir: (on üç
uğursuzluk getiren bir sayı olarak bilinir).
-
Yer tamlayıcısı olarak görev yapması: (geri
sayıma yirmi beşten başlayacaklardı).
-
Zarf tümleci olarak görev yapması: (Eleman bir
dokuz yüz yetmiş ikide doğdu).
-
Yüklem ismi olarak görev yapması: (tansiyonu on
sekizdi).
Ünite 4
Türkçede Kelime Guruplarının Yapısı
ve Kullanılış Biçimleri
Birleşik İsim Gurubu
Bir kavram veya varlığın adı olmak üzere en az iki
sözcüğün ek almaksızın bir araya gelmesiyle oluşan kelime guruplarıdır.
Akrabalık isimleri ile unvan bildiren sözcükler, kelime
gurubunun başına getirildiğinde birleşik isim meydana gelir (Şehzade Mustafa,
Dede Korkut). Ahmet dede, Ayşe hemşire
gibi kelime gurupları ise unvan guruplarıdır.
Özel bir ismi işaret eden sıfat tamlamaları da birleşik isim
gurubudur (Dördüncü Murat, Ulubatlı Hasan).
Birleşik isim gurubu ile birleşik kelime gurupları
birbirlerinden farklıdır. Birleşik kelime gurupları yeni bir kavramı işaret
eden kelime öbekleridir (yüz karası, dil bilimi, vurdumduymaz, dedikodu,
kapkaç).
Birleşik isim guruplarında vurgu en sonda gelen sözcük
üzerindedir (Nazım Hikmet, Yahya Kemal).
Birleşik İsim Gurupları;
-
Unvan gurubunun isim öğesi olabilir: (Kemal Tahir
Bey, Semiha Ayverdi Hanım).
-
İsim tamlamasında tamlayan olabilir: (Harun
Reşit zamanı, Karacaahmet’in ıssız yolu).
-
Sıfat tamlamasında isim öğesi olabilir: (Ondan
ilham alan Yahya Kemal…).
-
Edat gurubunda isim öğesi olarak kullanılabilir:
(Yahya Kemal gibi…).
-
Bağlama gurubunun isim öğesi olabilir: (Pierre
Loti ve ondan ilham alan Yahya Kemal…).
-
Yaklaşma gurubunun isim öğesi olabilir: (Metin
Oktay’a yakışır biçimde sahada kendini göstermeni isterim).
Cümle İçinde
Kullanımı
Birleşik İsim Gurubunun;
-
Özne olarak kullanımı: (Şeyh Edebali Karamanlı
bir fakihti).
-
Nesne olarak kullanımı: (Türkiye kamuoyu Orhan
Pamuk’u sevmemiştir).
-
Yer tamlayıcısı olarak kullanımı:
(Afyonkarahisar’a havaalanı açıldığı zaman şöyle demişler).
-
Yüklem ismi olarak kullanımı: (Adı Ahmet Kaya’dır).
Unvan Gurubu
Kişi adıyla unvan veya akrabalık bildiren sözcüğün ek
almaksızın bir araya gelmesiyle oluşan kelime guruplarıdır. İsim öğesi önce
yazılır/söylenir. İsim öğesi ikinci sözcük olarak kullanılırsa yapı bozulur ve
birleşik isim gurubuna dönüşür (Nejat albay -> unvan gurubu / Albay
Nejat -> birleşik isim gurubu).
Unvan gurubunun isim öğesi birleşik isim gurubu olabilir
(Ahmet Hamdi Bey, Ahmet Hamdi Tanpınar Bey).
Yer ismi olarak kullanılan unvan gurupları zamanla birleşik
isme dönüşmüşlerdir (Balipaşa, Ziverbey).
Unvan guruplarında vurgu kişi adı üzerindedir (Osman
abi, Naci Bey).
Unvan Guruplarının Kullanımı
Unvan Gurupları;
-
Belirtili isim tamlamasında tamlayan olarak
kullanılabilir: (Faiz Bey’in odası).
-
Belirtisiz isim tamlamasında tamlayan olarak
kullanılabilir: (Siyavuş Paşa vak’ası…).
-
Sıfat tamlamasının isim öğesi olarak kullanılabilir:
(Karakaşlı İnci Hanım).
-
Bağlama guruplarında yer alabilir: (Ali’yle Arap
bacı…).
-
Edat gurubunun isim öğesi olarak kullanılabilir:
(Şeref Bey gibi…).
Cümle içinde unvan gurupları;
-
Özne olarak görev yapması: (Refet Bey istemedi).
-
Nesne olarak görev yapması: (Neriman, Şeref Bey’i
dinlemedi).
-
Yer tamlayıcısı olarak görev yapması: (Safiye
kardeşe ablalık yapacaksın).
-
Yüklem ismi olarak görev yapması: (Üst katımızdaki
Afife Hanım’dı).
Ünite 5
Kelime Guruplarının Yapısı ve
Kullanılış Biçimleri
Ünlem Gurubu
Seslenme ünlemiyle birlikte bir ismin bir araya gelmesiyle
oluşan kelime guruplarına ünlem gurubu denir. Ünlem guruplarında seslenme
ünlemi isimden önce gelir. İsim öğesi bir kelime gurubu olabilir (Ey Türk
gençliği…). Ünlem gurubunda birden fazla isim öğesi bulunabilir. Ünlem
guruplarında vurgu seslenme ünlemi üzerindedir (bre münafık!).
Ünlem gurupları diğer kelime gurupları içerisinde görev
almaz. Buna karşın bazı kelime gurupları ünlem gurupları içerisinde isim öğesi
olarak görev yapabilirler. Ünlem gurupları cümle içinde öğe değeri taşımazlar,
cümle dışı öğe olarak adlandırılırlar.
Edat Gurubu
İsim soylu bir kelime veya kelime gurubu ile bir çekim edatının
ek alarak veya almayarak bir araya gelmesiyle oluşan söz öbeğidir. Gurubun isim
öğesini oluşturan sözcükler cins isim, zamir veya bir kelime gurubu olabilir.
İsim öğesi + hal eki / (hal eki olmayabilir) + çekim edatı =
Edat gurubu
Edat guruplarında isim öğesi hal ekli veya yalın halde
bulunabilir. Gurubun isim öğesi bir zamirse edata muhakkak hal ekiyle
bağlanır(senin gibi, bizden evvel).
“İle” edatının ekleşip vasıta hali eki durumunda bulunduğu
yapılar da edat gurubu olarak kabul edilir (Bununla övünüyor).
Edat gurubunun isim öğesi bir kelime gurubu veya bir cümle olabilir.
Edat guruplarında vurgu gurubun isim öğesindedir (bundan
sonra, insan gibi).
Edat gurubunun;
-
Nesne olarak görev yapması: Yaygın bir kullanım
değildir, tarihi metinlerde örnekleri bulunabilir (“Sekiz uçmağun eger benezüp
geleler / Senün
sevdügünden özgeyi gönlün hiç kabul itmeye, Yunus Emre Divanı
-
Zarf tümleci olarak kullanımı: (Gülter’e mahzun
bir sesle emir verdi).
-
Yüklem ismi olarak kullanımı: (Bütün bunlar damat
beyler içindi).
Bağlama Gurubu
Birden fazla isim öğesinin sıralama, karşılaştırma,
denkleştirme, kuvvetlendirme veya bazı cümle başı bağlaçlarıyla birbirine
bağlanmasıyla oluşan kelime guruplarıdır.
İsim + bağlaç + isim = Bağlama gurubu
Karşılaştırma bağlacı + isim + karşılaştırma bağlacı + isim
= Bağlama gurubu
İsim + karşılaştırma edatı + isim + karşılaştırma edatı =
Bağlama gurubu
Bağlama guruplarında isim öğelerinin biri veya her ikisi
birden kelime gurubu olabilir (evdeki kadınlar ile sokaktaki çocukları).
Bağlama gurubunun birinci öğesi bir sıfat tamlaması, ikinci
öğesi ise tamlayanı düşmüş bir iyelik gurubu olabilir. Her iki isim öğesi de
edat gurubu olabilir.
Cümle içinde bağlama gurupları;
-
Özne olarak görev yapabilir: (Neriman ve
Cemal birlikte çıktılar).
-
Nesne olarak görev yapabilir: Konuşmaya mecbur
etmek için yolda Feriha’nın annesine rastladığını ve lafa tutulduğunu
söyledi).
-
Yer tamlayıcısı olarak görev yapabilir: (Yüzünde
ve yürüyüşünde hiçbir fark yoktu).
-
Zarf tümleci olarak görev yapabilir:
(İstasyondan üzülerek veya sevinerek biniyorsunuz).
-
Yüklem ismi olarak görev yapması: (Hava kuru
ve rüzgarsız).
Ünite 6
Kelime Guruplarının Yapısı ve
Kullanılış Biçimleri
İsim-Fiil Gurubu
İsim-fiil gurubu bir isim-fiil ile onu anlamca tamamlayan
veya niteleyen kelimelerin bir araya gelmesiyle oluşan kelime guruplarıdır. İsim-fiil,
fiillere –mAk, -mA ve Iş eklerinden
birinin gelmesiyle ortaya çıkan yapılardır. –mAk eki fiillerin hareket
isimlerini yapar. –mA ve –Iş ekleri ise fiillerin iş isimlerini yapar. Bu
eklere isim-fiil ekinden başka mastar eki de
denir.
Bu kelime gurubunda isim-fiil en sonda yardımcı öğe olan
kelimeler ise isim-fiilin önünde bulunur. Bu durumda gurubun yüklemi isim-fiil
olur. Diğer kelimeler ise isim-fiilin öznesi, nesnesi vs. olur. Bu guruplarda özne
nadir bulunur ve bulunduğu durumlarda da daima iyelik eki almış olur.
Kelime + isim-fiil = İsim-fiil gurubu
Çocuğu hafta içinde
bakıcıya bırakmak = İsim-fiil gurubu
Çocuğu = nesne
Hafta içinde =
zarf tümleci
Bakıcıya = yer
tamlayıcı
Bırakmak = yüklem
Sen gelirken
gideceğini düşünme = İsim-fiil gurubu
Sen gelirken =
zarf tümleci
Gideceğini = nesne
Düşünme = yüklem
Yazları İstanbul’dan
Antalya’ya dönüş = İsim-fiil gurubu
Yazları = zarf
tümleci
İstanbul’dan = yer
tamlayıcı
Antalya’ya = yer
tamlayıcı
Dönüş = yüklem
İsim-fiil gurupları yargı ifadesi taşımaz, bundan dolayı da
cümle olarak kabul edilmezler.
Tarihi metinlerde görülen isim-fiil eki –maklık / -meklik’tir.
İsim-fiil gurubunun;
-
Özne olarak kullanılması: Köyümün çeşmesi
olmak yeter de artar bana!
-
Nesne olarak kullanılması: Artık Mehmet Ali’yi
düşünmek istemiyorum.
-
Yer tamlayıcısı olarak kullanılması: …kılavuzluk
yapmaya devam etmişti.
-
Zarf tümleci olarak kullanılması: …tetik
düşürmeye geldim.
Sıfat-Fiil Gurubu
Sıfat-fiiller zaman ve hareket ifadesi taşıyarak
nesneleri karşılayan fiillerdir. Asıl fonksiyonları geçici hareket isimleri
yapmaktır. Sıfat-fiil ekleri türetme eki olarak da kullanılmaktadırlar. Sıfat-fiil,
fiile –An, -mIş, -r/-Ar, -mAz, -DIk,
-AcAk, -AsI eklerinin getirilmesiyle oluşur.
Bu gurupta sıfat-fiil olan kelime gurubun asıl öğesidir ve
gurubun sonunda yer alır.
Kelime + sıfat-fiil = sıfat-fiil gurubu
Sevgisini müzikle
ifade eden = Sıfat-fiil gurubu
Sevgisini = nesne
Müzikle = zarf
tümleci
İfade eden = sıfat-fiil / yüklem
Sıfat-fiil gurupları yargı ifadesi taşımaz. Sıfat-fiillerde
vurgu, sıfat-fiilden önceki öğe üzerindedir (idealleri için yaşayan).
Sıfat-fiillerin en temel işlevi, sıfat tamlamasının sıfat
öğesi olmaktır (Gözleri köşeyi ağır ağır dönen tramvaya takılmıştı).
Sıfat-fiil gurubunun;
-
Özne olarak görev yapması: Burada gizlenen,
Türkçenin sırlarıdır.
-
Nesne olarak görev yapması: Kendisine
boşaltılanı sonuna kadar saklıyor.
-
Yer tamlayıcısı olarak görev yapması: Hangi sır onun
eşiğini atlayana bir altın elma gibi uzanırdı?
-
Yüklem ismi olarak görev yapması: Bunlar İstanbul’un
dar hayatında sıkılanlardı.
Zarf-Fiil Gurubu
Zarf-fiiller hareket ifade eden fiil şekilleridir.
Zarf-fiiller hareketi şahsa ve zamana bağlamadan bir hal şeklinde ifade eden
fiil şekilleri olduğu için hüküm taşıyan bitimli bir hareket değil hüküm
taşıyan çekimli fiil hareketine yardımcı bir hareket ifade ederler. Fiile, -ArAk, -mAdAn, -IncA, -Ip, -ken, -AlI, -A,
-DıkCA gibi eklerin getirilmesiyle oluşurlar. Bu gurupta zarf-fiil olan
kelime, gurubun asıl öğesidir ve sonda yer alır.
Kelime + zarf-fiil = zarf-fiil gurubu
Sabah güneşi ilk
ışıklarını saçarken = Zarf-fiil gurubu
Sabah güneşi =
özne
İlk ışıklarını =
nesne
Saçarken =
zarf-fiil / yüklem
-DIğIndA / -DIğIndAn gibi hal ekiyle çekimlenmiş bazı
sıfat-fiiller, işlev itibarıyla zarf-fiil durumunda oldukları için zarf-fiil
gurubu olarak kabul edilirler (Onu her gördüğünde içi acıyordu).
Zarf-fiiller cümle içinde;
-
Zarf tümleci olarak kullanılabilir: Gülter hâlâ
başını uzatıp dışarıya bakıyor, gülüyordu.
Ünite 7
Kelime Guruplarının Yapısı ve
Kullanılış Biçimleri
Birleşik Fiiller
İsim veya fiil cinsinden bir kelimenin bir yardımcı fiil ile
bir araya gelmesiyle oluşan kelime guruplarına birleşik fiil denir.
İsim öğesiyle yardımcı fiil eksiz bir araya gelirlerken,
fiil öğesi ile yardımcı fiillerin birleşmeleri araya giren zarf-fiil ekleriyle
mümkün olur.
Yardımcı fiil kendisinden önce gelen isme fiil işlevi
kazandırırken kendisinden önce gelen fiilin anlamına yeterlilik, süreklilik,
çabukluk, deneme, yaklaşma gibi fonksiyonlar atfeder.
Birleşik fiillerde anlamca bir kaynaşma söz konusudur.
Basit ve türemiş fiillerle birleşik fiiller arasında ifade
ve anlatım bakımından fark yoktur (Hasta olmak / hastalanmak, yavru yapmak /
yavrulamak, etki etmek / etkilemek).
İsim + Yardımcı Fiil
Kalıbında Kurulan Birleşik Fiiller
…isim öğesi “et-, eyle-, yap-, kıl- ol-, bulun-” yardımcı
fiilleri bir araya gelir. “et-, eyle-, yap- kıl-” geçişli fiil yaparken, “ol”-
ve “bulun-” geçişsiz fiil yapar.
Birleşik fiillerde isim öğesi:
Zarf durumunda (ileri sür, karşı koy, elde et, eksik ol,
ayrı düş),
Özne durumunda (yağmur yağ, toz kalk, keyfi kaç, gözü tut),
Nesne durumunda (can at, baş kaldır, el aç, yardım et),
Yönelme, bulunma ve uzaklaşma halinde (ayağa kalk, göze gir,
baştan sav, elden çıkar, burnundan gel) bulunabilir.
Fiil + Zarf-Fiil +
Tasvir Fiili (Yardımcı Fiil) Kalıbında Kurulan Birleşik Fiiller
Bir fiil ile “bil-, ver-, yaz-, dur-, gel-, git-, kal-,
koy-, gör-” yardımcı (tasvir) fiillerinden birinin –A, -I veya –Ip zarf-fiil
eklerinin yardımıyla birleşmesi sonucu ortaya çıkan yapılara da birleşik fiil
gurubunu oluşturur.
Bu fiillerden:
“bil-” yeterlilik (koşabil, yazabil, gelebil),
“ver-” tezlik (geliver, yazıver, veriver),
“yaz-” yaklaşma (öleyaz, düşeyaz, yanayaz),
“dur-, koy-, git-, kal-, gör-, gel-” süreklilik bildirir.
Birleşik fiillerin fiil öğesi başka bir birleşik fiil
olabilir (…ediver, oluver, edebil gibi).
İsim + yardımcı fiil kalıbındaki birleşik fiillerde vurgu
isim öğesi üzerindedir (yardım et, nazar kıl, karşı gel).
Yeterlilik fiilinin olumsuzu “-ama-” ekiyle yapılır (gelebil
/ geleme, uçabil / uçama).
Birleşik fiillerin ilk öğesi bir kelime gurubu olabilir (alt
üst ol -> isim öğesi bir tekrar gurubudur).
Birleşik fiillerin öğeleri yer değiştirebilir, bazen araya
başka kelimeler de girebilir (şiir dilinde örnekleri çoktur; esir etti yerine etti esir demek misal olabilir).
Birleşik Fiillerin
İşlevleri ve Cümle İçinde Kullanımı
Birleşik fiiller bazı kelime guruplarının parçası olarak
cümle içinde özne, nesne, yer tamlayıcısı ve zarf tümleci olarak bulunabilir.
Fiil çekim alarak müstakil bir öğe de olabilir ancak tek başlarına genellikle
yüklem olarak görev yaparlar.
Kısaltma Gurupları
İyelik ekli veya hâl ekli bir isimle başka bir isim veya
sıfat öğesinin bir araya gelmesiyle oluşan kelime guruplarıdır Kısaltma
gurupları klişeleşmiş kalıplardır.
Bu guruplar genel olarak isim-fiil, sıfat-fiil ve zarf-fiil
guruplarından kısalmışlardır. Kısaltmaların devamında yazılmamış “olan,
eden, olmak, etmek, olarak” gibi ifadeler bulunur [boynu büyük (olmak), yükten
hafif (olan), bini aşkın (olarak/olan)].
İsnat Gurubu
Ters çevrilmiş sıfat tamlaması görünümündedirler. Gurupta
vurgu son öğe üzerindedir (eli uzun, kulağı kesik, gözü tok).
Bulunma Gurubu
Bulunma hali eki almış bir isimle onu takip eden bir isim
veya sıfatın bir araya gelmesiyle oluşan kelime gurubudur. Vurgu en son öğe
üzerindedir (bin de bir, çantada keklik).
Yaklaşma Gurubu
Yaklaşma hâli eki almış bir isimle onu takip eden bir isim
veya sıfatın bir araya gelmesiyle oluşan kelime gurubudur. Vurgu sondaki öğe
üzerindedir (cana yakın, başa bela).
Uzaklaşma Gurubu
Uzaklaşma hâli eki almış bir isimle onu takip eden bir isim
veya sıfatın bir araya gelmesiyle oluşan kelime gurubudur. Vurgu sondaki öğe
üzerindedir (yandan çarklı, kıldan ince, gözden ırak).
Yükleme Gurubu
Yükleme hâli eki almış bir isimle onu takip eden başka bir
ismin bir araya gelmesiyle oluşan kelime gurubudur. Vurgu son öğe üzerindedir
(vatanı müdafaa, kitabı tenkit).
Vasıta Gurubu
Vasıta hâli eki almış bir isimle onu takip eden bir ismin
bir araya gelmesiyle oluşan kelime gurubudur. Vurgu en sondaki öğe üzerindedir
(insanlarla dolu, taşla kaplı, düşmanlarıyla barışık).
İlgi Gurubu
İyelik gurubu ve belirtili isim tamlamalarının tamlanan
öğesindeki iyelik ekinin düşmesiyle ortaya çıkan bir kelime gurubudur. Vurgu
sondaki öğe üzerindedir (bizim kız, senin oğlan, Ahmetlerin tarla).
Eşitlik Gurubu
Eşitlik eki almış bir isimle onu takip eden bir ismin bir
araya gelmesiyle oluşan kelime gurubudur (sayıca kalabalık, adetçe az,
zekâca üstün).
Ünite 8
Cümle ve Cümlenin Temel Öğeleri
Cümle
Anlatımın temel kalıbı cümledir. Dildeki kelime ve söz
guruplarıyla cümle oluşturulur. Kelimelerin birbirleriyle olan ilişkilerini ve
sıralanış kurallarını inceleyen dilbilgisi kategorisine söz dizimi, cümle
bilgisi (syntax) adı verilir. Cümle en basit
tanımıyla yargı ifade eden söz gurubudur.
Özellikleri
Her kelime gurubu yargı bildirmez ama her cümle yargı
bildirir. Türkçede yargı ifadesi çekimli fiillerle oluşturulur. Çekimli fiil
yargıyı ifade ettiği gibi fiilin sonundaki şahıs eki özneyi de belirler ve
böylece çekimli fiil tek başına cümle yükünü üstlenir. Sadece meçhul
(geçişsiz-edilgen çatılı)fiillerle kurulmuş cümlelerde özne bulunmaz.
Öğeleri
Yüklem: Cümlenin
temel öğesi yüklemdir. Yüklem, bildirme veya tasarlama kipinde çekimli bir fiil
olabileceği gibi ek fiille çekime girmiş bir isim veya isim değerinde bir
kelime gurubu da olabilir. Böylelikle cümle, yüklemine göre isim cümlesi ya da
fiil cümlesi olarak adlandırılır. Kurallı bir cümlede yüklem cümlenin sonunda
yer alır. Bazı cümlelerde yüklem kullanılmayabilir. Genellikle bitmiş bir
cümlede yüklemden sonra yüklemi açıklamak üzere eksiltili (yüklemsiz) cümleler
bulunabilir. Bazı cümlelerde anlamı kuvvetlendirmek yüklem tekrar edilebilir. Sıralı
cümlelerde tekrardan kaçınmak için ortak yüklem kullanılabilir.
Özne: Cümlede
fiilden ayrılamayan unsurdur. Fiilin failidir. Etken çatılı fiillerle kurulan
cümlelerde yapanı, olma ifadesi taşıyan fiil cümlelerinde ise olanı özne temsil
eder. Yükleme sorulan “kim”
ve “ne” sorularının cevabını veren öğe öznedir. Yüklemi meçhul olan
cümlelerde özne bulunmaz. Geçişsiz fiil kök ve gövdelerine “n” veya “l”
edilgenlik eki getirilirse öznesi belirsiz fiiller türetilir (Artık o diyara erilişmez). Yüklemi
gereklilik kipinin teklik 3. şahsı olan bazı cümleler özne almaz (o gözleri öpmeli). Bazı cümlelerde özne
yükleme getirilen şahıs eklerinden anlaşılır (gizli özne durumu). Bir cümlede
birden fazla özne bulunabilir. Sıralı cümlelerde ortak özne bulunabilir.
Ünite 9
Cümlenin Tamamlayıcı Öğeleri
Nesne
Cümlede yüklemin doğrudan etki ettiği öğeye nesne denir. Nesneyi bulmak için yükleme “ne”,
“neyi” ve “kimi” soruları sorulabilir. Nesne daime geçişli fiillerin
bir öğesi olarak kullanılır. Geçişli fiilin gösterdiği hareket nesne olmadan
gerçekleşmez. Geçişsiz fiillerde etkilenme özne üzerinde olduğu için nesne
bulunmaz. İsim cümlelerinde de nitelik, oluş ve durum bildirildiği için
(herhangi bir etki söz konusu olmadığı için) nesne bulunmaz. Nesne iki türlüdür;
ekli yükleme halindeyse “belirtili nesne” eksiz yükleme halindeyse “belirtisiz
nesne” adını alır. Belirtili nesne –ı (-i, -u, -ü) yükleme hali ekini alır.
Belirtisiz nesne her zaman yüklemin önünde yer alır. İsim cümleleri nesne almaz
(istisnaları vardır). Sıralı cümlelerde nesne ortak olabilir. Bir cümlede çok
sayıda nesne bulunabilir.
Yer Tamlayıcısı /
Dolaylı Tümleç
Yüklemin bildirdiği hareket, iş veya oluşun yerini ve / veya
yönünü bildiren öğeye denir. Yer
tamlayıcısı daima ismin yaklaşma (-a), bulunma (-da) ve uzaklaşma (-dan) hal
eklerinden birini alarak yükleme bağlanır. Yüklemle dolaylı olarak ilgili
olduğu için “dolaylı tümleç” olarak da anılır. Bir cümlede birden fazla
yer tamlayıcısı olabilir, yer tamlayıcılardan biri kendinden öncekinin açıklayıcısı
olabilir. Sıralı cümlelerde yer tamlayıcısı ortak olabilir. Durum, zaman ve
miktar bildiren bazı zarflar yer tamlayıcısı olarak değil zarf tümleci olarak
değerlendirilir (Kadın aniden
fenalaştı). Yer
tamlayıcıları bulmak için yükleme nereye,
nerede, nereden; kime, kimde, kimden, neye, nede, neden gibi sorular
sorulur.
Zarf Tümleci
Yüklemin anlamını zaman, yer, yön, durum, miktar, tarz,
sebep, ölçü, araç, soru, şart vb. yönlerden tamamlayan öğeye zarf tümleci
diyoruz. Zarf tümleci, fiilin
sıfatı durumundadır. Yükleme
sorulan niçin, nasıl, ne zaman, ne kadar, ne şekilde, ne ile, kiminle, hangi
durumda, hangi şartlarda gibi soruların cevabı zarf tümlecini işaret eder.
Cümle Dışı Öğeler
Yükleme bağlanmayan öğelerdir. Bunlara cümle dışı unsur
(CDU) dendiği de olur. Bağlaçlar, ünlemler, hitap sözleri, açıklayıcı cümleler
cümle dışı öğe olarak karşımıza çıkabilir.
Ünite 10
Yapılarına Göre Cümleler
Basit Cümle
Tek yargı/tek yüklem içeren cümlelere basit cümle diyoruz.
Basit cümlenin yapısını belirleyen, cümledeki öğelerin hepsinin yükleme
bağlanmış olmasıdır.
Birleşik Cümle
Temel bir cümle ile onu tamamlayan bir veya daha çok yan
cümleden oluşan yapılara birleşik cümle diyoruz. Yan cümle temel cümlenin ifade
ettiği yargıyı/fikri bir sebebe, şarta, dileğe bağlayan cümledir. Yan cümlesi
çekimli fiille kurulan birleşik cümleler üç kategoride incelenir:
Şartlı Birleşik Cümle:
Ana cümledeki hükmün şarta bağlandığı yan cümlelerdir (İnsan sağ iken bilinmezse ölünce hiç
bilinmez).
İç İçe Birleşik Cümle:
Bir cümlenin bir görevle başka bir cümlenin içinde yer almasıyla oluşan
yapılara bu adı veriyoruz. İç içe birleşik cümlede iç cümle, temel cümlenin bir
öğesi ya da bir isim öğesi olur. Alıntı ifadelerinde sıkça kullanılır. Temel
cümlenin yüklemi çoğunlukla duygu ifadesi taşıyan fiillerden oluşur (Bu elem defteri dünyada kapansın dilerim).
Ki’li Birleşik Cümle:
Eski Türkçe devresinden beri Türk dilinin her sahasında görülen “kim” soru
zamiri de ki’nin etkisiyle bağlaç göreviyle kullanılmıştır. Ki/kim, birleşik cümlelerde
iki cümleyi birbirine bağlayan bağlaç görevindedir.
Ünite 11
Yapılarına Göre Cümleler II
Sıralı Cümle
Ardışık basit cümlelerden oluşan yapılara sıralı cümle
diyoruz. Yapısal özelliği cümlelerin sıralama / bağlama edatıyla veya bu edat
değerindeki virgülle birbirine bağlanmasıdır.
Bağımsız Sıralı Cümle:
Bu yapıdaki sıralı cümlelerde herhangi bir öğe ortaklığı bulunmaz. Bağımsız
sıralı cümleler yalnız başlarına kullanıldıklarında anlamı olan ve bir araya
gelince de aralarında anlam ilişkisi bulunan cümlelerdir (Gelen gider,
konan göçer).
Bağımlı Sıralı Cümle:
Hem anlam hem de öğelerinin ortak olmaları bakımından birbirine bağlı olan
cümlelerdir (Ağacı kurt, insanı dert yer).
Bağlı Cümle
Cümle başı bağlaçları ile birbirine bağlanan ve aralarında
bu cümle başı bağlacının işlevine bağlı bir anlam ilgisi bulunan cümlelerle
oluşmuş yapılara bağlı cümle denir (Her
büyük şehir az çok böyledir fakat İstanbul başka
türlü değişti).
Ara Sözlü (Cümleli)
Cümle
Açıklama yapmak ya da anlamı pekiştirmek için cümle içine
dahil olan cümlelerdir (Bu gelen köylü, sesinden tanıdım bir kızdı). Bu ara sözler cümle
içinde öğe olarak kabul edildiği halde kendileri öğe değildir.
Eksiltili Cümle
Sözlü kullanımda sık rastlanılan bir durumdur. Anlamda
kolaylık sağlar (Yemeğin salçalısı,
kadının kalçalısı). Genellikle yüklemi eksiltilmiş yapılar görülür.
Ünlemler, ret ve kabul sözleri tek başlarına kullanıldıklarında eksiltili cümle
olarak değerlendirilirler.
Ünite 12
Yüklemin Türüne ve Yerine Göre
Cümleler
Türkçede yüklemin türüne göre cümle, ya fiil cümlesidir ya
da isim cümlesidir.
Fiil Cümlesi
Yüklemi çekimli bir fiil veya birleşik fiil olan cümleye
fiil cümlesi diyoruz. Fiil cümleleri öznenin yaptığı işi bildirir. Ya bildirme
ya da tasarlama kipleriyle kurulurlar.
Basit Çekimli
Fiillerle Kurulan Cümleler
Bildirme Kipleriyle
Kurulan Cümleler: Bildirme kipleriyle oluşturulan cümlelerde oluş ve
kılışlar, belli bir zaman içinde anlatılır. Fiile getirilen ekler kipin şeklini
verdiği gibi zamanını da verir.
a) Geniş
Zaman Kipiyle Kurulan Cümleler: Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.
b) Şimdiki
Zaman Kipiyle Kurulan Cümleler: Seni seviyorum.
c) Görülen
Geçmiş Zaman Kipiyle Kurulan Cümleler: Geldi, söyledi ve gitti.
d) Öğrenilen
Geçmiş Zaman Kipiyle Kurulan Cümleler: Gelmişler, söylemiş ve gitmişler.
e) Gelecek
Zaman Kipiyle Kurulan Cümleler: Sisler bulvarı’nda öleceğim.
Tasarlama Kipiyle
Kurulan Cümleler: Şekil gösteren belirli eklerle kurulur.
a) Şart
Kipiyle Kurulan Cümleler: Ağılda oğlak doğsa, yazıda otu biter.
b) İstek
Kipiyle Kurulan Cümleler: Çıkayım, göreyim rüzgârlı sahilleri.
c) Emir
Kipiyle Kurulan Cümleler: Kendine iyi bak.
d) Gereklilik
Kipiyle Kurulan Cümleler: Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten.
Birleşik Çekimli
Fiillerle Kurulan Cümleler
Ek fiilin görülen geçmiş zaman (-DI), öğrenilen geçmiş zaman
(-mIş) ve şart (-sA) eklerinin fiillerin basit çekimlerine getirilmesiyle
fiillerin birleşik çekimleri meydana gelir. Birleşik çekimlerde iki kip üst
üste gelir. İlk ek çekim, ikinci ek de birleşik çekim ekidir. Asıl fiil önce,
yardımcı fiil ise sonra gelir.
a) Hikâye
Birleşik Çekimiyle Kurulan Cümleler: Bakardım nereye gitti diye.
b) Rivayet
Birleşik Çekimiyle Kurulan Cümleler: Bakarmışım nereye gitti diye.
c) Şart
Birleşik Çekimiyle Kurulan Cümleler: Bakarsam nereye gitti diye.
Birleşik Fiillerle Kurulan Cümleler
Birleşik fiil, isim veya fiil cinsinden bir kelimenin bir
yardımcı fiil ile bir araya gelmesiyle oluşan kelime gurubudur. İsim öğesi ile
yardımcı fiil eksiz bir araya gelirken fiil öğesi ile yardımcı fiillerin
birleşmelerinde araya zarf-fiil ekleri getirilir.
İsim + Yardımcı Fiil
Kalıbındaki Birleşik Fiillerle Kurulan Cümleler: Bir isim öğesi ile et-,
eyle-, yap-, kıl-, ol- yardımcı fiilleri bir araya gelir. Et-, eyle-, yap-,
kıl- geçişli fiiller yaparken ol- ve bulun- geçişsiz fiiler yapar: mahvetti,
seyrederdi, kör olsun, teslim olacak, halletmeliyiz, ümit etmiştir, teslim olur.
Tasvir Fiilleri Kalıbındaki Birleşik Fiillerle Kurulan
Cümleler: Zarf-fiil biçimindeki esas fiile bil-, ver-, yaz-, dur-, gel-,
git-, kal-, koy-, gör- yardımcı/tasvir fillerinden birinin eklenmesiyle ortaya
çıkarlar. Bu birleşmelerde
yardımcı fiiller ana fiilin anlattığı kılış ve oluşu tasvir eder ve onun
nasıl, ne şekilde olduğunu veya yapıldığını belirtir. Tasvir fiillerinden “bil-“
yeterlilik, “ver-“ tezlik, “yaz-“ yaklaşma, “dur-, koy-, git-, kal-, gör-, gel-“
süreklilik bildirir: Öğrenegörsün,
oturakaldım, olabilirim, ediver.
Çatılarına Göre Fiil
Cümleleri
Fiil tabanına çekimden önce fiilden fiil türeten bazı
eklerin getirilmesiyle değişik görünüşte yeni fiil gövdeleri elde edilir.
Fiilin bünyesinde anlam değişikliği yapmayan, özne ve nesne ilgisine bağlı
olarak ortaya çıkan şekil değişikliğine çatı denir.
Etken Çatılı
Fiillerle Kurulan Cümleler: Yüklem tarafından belirtilen işin özne
tarafından doğrudan doğruya yapıldığını gösteren çatıdır. Dönüşlü, işteş,
geçişli, geçişsiz, ettirgen, oldurgan fiiller etken fiillerdir. Etken fiiller
nesne alıp almamalarına göre ikiye ayrılırlar:
a) Geçişli
Fiillerle Kurulan Cümleler: Fiilin gösterdiği hareket hem şahsı hem de nesneyi
etkiliyorsa bu fiiller geçişlidir. Nesne, öznenin yaptığı işten etkilenen
öğedir (Borçlarını düşünüyordu, resim çiziyordu, fani bir iz bırakmış, kitap
okuyor).
b) Geçişsiz
Fiillerle Kurulan Cümleler: Fiilin gösterdiği hareket yapana yöneliyor, yani
özneyi etkiliyor ve nesne almıyorsa bu fiiller geçişsizdir (Pembe çok sarsılmıştı,
dünden beri uyuyor).
Edilgen Çatılı
Fiillerle Kurulan Cümleler: a)
Geçişli etken fiiller, edilgen çatıya dönüştürülünce geçişsiz olur. Edilgen fiil, fiilin gösterdiği işin
kimin tarafından yapıldığı belli olmayan, öznesi belirsiz fiildir. Bu
cümlelerde gerçek özne yoktur. Bu nitelikteki özneye sözde özne denir (Evler
uzaktan görülüyordu). b) Geçişsiz
etken fiiller, edilgen çatıya dönüştürülünce “meçhul fiiller” olur. Meçhul
çatılı fiillerle kurulmuş cümlelerde özne bulunmaz (Bu gün de erişilmez
o diyara yarın da).
Dönüşlü Çatılı
Fiillerle Kurulan Cümleler: Fiilin gösterdiği hareketin doğrudan doğruya
özneye döndüğünü gösteren fiiller dönüşlü fiillerdir. Dönüşlü fiillerde işin
yapan ve işten etkilenen aynı öğedir (Kedi yalandı, Kadın süslendi,
Yüzü donuklaştı).
İşteş Çatılı
Fiillerle Kurulan Cümleler: Fiilin gösterdiği hareketin birden çok özne
tarafından birlikte veya karşılıklı olarak yapıldığını gösteren fiiller işteş
fiillerdir. Yüklemi işteş olan cümlelerde birden fazla özne olabilir (Hayaller
kelebek gibi uçuşur, Askerler bağrışıyorlardı, Nihayet buluştular).
Ettirgen Çatılı
Fiillerle Kurulan Cümleler: Geçişli veya geçişsiz fiiller; “-r-, -t-,
-tır-/-tur-“ eklerinden birini veya ikisini üst üste alarak ettirgen çatılı
olurlar. Bu fiiller, hareketin özne dışında başka bir nesneye aktarıldığını,
asıl hareketin başkalarına yaptırıldığını gösterir (Senin için mektup yazdırdım,
Çekilen susuzluğu hiçbir kıyı dindirmez).
İsim Cümlesi
Yüklemi ek fiil ile çekime girmiş isim veya isim soylu
cümlelerdir. İsim cümlelerinde yargı ek fiil ile sağlanır. İsim soylu
kelimelerin yüklem olarak kullanılmalarını sağlayan “-DI, -mIş, -sA” ekleriyle
fiillerin hikâye, rivayet ve şart birleşik çekimlerini meydana getiren fiile ek fiil denir.
İsim cümleleri yapma ve olma değil, öznenin ne olduğunu veya
bir durumu bildirir (Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk’ın).
İsim cümleleri çoğunlukla özne ve yüklemden oluşur (Kadın, öğretmenmiş).
İsim cümlelerinde bildirme öğesi yani ek fiil
kullanılmayabilir [Rüzgâr şiddetli(dir)]. Kullanılmayan ek fiil,
cümlenin anlamında varlığını belli eder.
İsim cümleleri nesne almaz, bunun istisnası “borçlu”
kelimesinin yüklem olduğu cümlelerdir.
“Var” ve “yok” kelimeleri isim cümlelerinde en çok
kullanılan yüklem isimleridir (Ne var ne yok? Ne var ne yok).
Yüklemi Tek Olan İsim Cümleleri: Dünyada herkesin bir yeri var.
Yüklemi Kelime Gurubu Olan İsim Cümleleri: O bizim
şehrimizdi, Yalnızlık bir masaldır)
Yüklemin Yerine Göre
Cümleler
Kurallı Cümle
yüklemi sonda olan cümleler kurallı cümle olarak kabul edilir. Türkçe cümle
yapısının esas özelliği, dizilişin yardımcı öğeden esas öğeye doğru olmasıdır. Bu
nedenle cümlenin esas öğesi olan yüklemin sonda bulunması gerekir.
Devrik Cümle Yüklemi
sonda olmayan cümlelere devrik cümle denir. Devrik cümlenin belirleyici
özelliği yüklem dışı öğelerin vurgulanmasıdır. Anlatıma duygu katmak için şiir
dilinde sıkça kullanılır.
Ünite 13
Anlamlarına Göre Cümleler
Olumlu Cümle
Yargının gerçekleştiğini anlatan cümleler olumlu cümledir (İnanıyor,
Dinliyoruz, Gittiler, Biliyorum).
Olumlu İsim Cümlesi
Yüklemi isim ya da isim soylu bir sözcük olan olumlu cümlelerdir (Bu merhamettir).
Olumsuz Cümle Yargının
gerçekleşmediğini ifade eden cümlelerdir.
Olumsuz Fiil Cümlesi: Her kuşun eti yenmez.
“Ne… ne…”
olumsuzluk bağlacıyla birbirlerine bağlanan cümleler, şekil olarak olumlu görünse
de anlam bakımından olumsuzdurlar: Ne yardan ne serden
vazgeçerim.
Olumsuz İsim
Cümlesi: Olumsuzluk anlamı “değil” ve “yok” sözleriyle sağlanan cümlelerdir.
Su sıcak değil.
Soru Cümlesi Bilgi
almayı amaçlayan cümlelerdir.
Soru Ekiyle Kurulan Cümleler: Soru ifadesini veren “mi”
ekine soru eki denir. Bu ek, ilgili olduğu kelimeden ayrı yazılır (Geldi mi?).
Soru Sıfatlarıyla Kurulan Cümleler: Hangisi? / Nasıl
bir adam bu?
Soru Zamirleriyle Kurulan Cümleler: Kimim, neyim?
Ne istersin?
Soru Zarflarıyla Kurulan Cümleler: Neden böyle kötü
kötü bakıyorsun?
Soru Edatlarıyla Kurulan Cümleler: Gelecektin hani? Acaba?
Bazı cümlelerde soru eki/sözü kullanılmadan “ya”, “ha” ve “demek” gibi sözlerle
de soru anlamı verilebilir: Ya bütün bu olanlar gerçekse?
Emir Cümlesi
Yüklemi emir kipinde olan cümlelerdir (Çık, Git, Yatın, Kalkın, Ağlama,
Sorma).
Ünlem Cümlesi İçinde
ünlem bulunan veya ünlem kavramı veren cümlelerdir. Ünlem cümleleri ağırlıkla
duygu hallerini ifade eder bu nedenle her zaman düşünce ifade etmeyebilirler (Eyvah
ki ne eyvah, giden gitti, kaldık mı bir başımıza!).
Ünite 14
Cümle Çözümlemesi Örnekleri
Cümle çözümlemesi bir metinde kaç cümle olduğunu, bir
cümleyi meydana getiren öğeleri ve bu öğeler içindeki kelime guruplarının neler
olduğunu inceleyip belirlemeye çalışmak demektir.
Cümlenin temel öğesi yüklem
olduğu için çözümlemeye ilk önce yüklemi bularak başlanır. Bir cümlede sadece
bir tane cümle bulunabilir. Söz dizisinde kullanılan yüklem sayısı, toplam
cümle sayısını verir. Yüklem, yargıyı üzerinde taşıdığı için kolayca bulunan
öğedir.
Özne, öncelik
sıralamasında ikinci öğedir. Yükleme, anlam bağlamında en yakın unsur olan
özne, fiilden ayrılamayan bir unsurdur (bu nedenle bazen fiilin içinde şahıs
eki olarak bile karşımıza çıkabilir –geldim-
gibi). Yükleme sorulan “kim” ve
“ne” soruları özneyi ele verir.
Nesne, önem
sırasında özneden sonraki öğedir. Geçişli fiillerle kurulmuş cümlelerde nesne
bulunmalıdır. Nesne, yüklemin etkilediği öğedir. Geçişsiz fiillerde etkilenme
özne üzerinde olduğu için nesne bulunmaz (gülüyor, ölmüş gibi sözcüklerin ifade
ettiği hareket doğrudan özneyi etkilediği için nesne kullanılamaz). Nesneyi bulmak için yükleme “ne, neyi,
neleri, kimi, kimleri” soruları sorulur. Bu sorulara cevap olan öğe nesnedir.
Belirtisiz nesne sadece “ne” sorusuna cevap olabilen öğedir.
Yer tamlayıcısı
yüklemin bildirdiği hareketin/oluşun yerini ve yönünü bildirir. Yer tamlayıcısı
mutlaka ismin yaklaşma, bulunma ve uzaklaşma/ayrılma hal eklerinden birini
alarak yükleme bağlanır. Yüklemle dolaylı ilişkisinden dolayı dolaylı tümleç
olarak da anılır. Yer
tamlayıcısını bulmak için yükleme “nereye, nerede, nereden, kime, kimde, kimden,
neye, nede, neden” gibi sorular sorulur.
Zarf tümleci
yüklemin anlamını zaman, yer, yön, durum, miktar, tarz, sebep, ölçü, araç,
soru, şart gibi çeşitli yönlerden tamamlayan öğedir. Yükleme “niçin, nasıl, ne zaman, ne kadar, ne şekilde,
ne ile, kiminle, hangi durumda, hangi şartta/şartlarda” gibi sorular sorarak
zarf tümleci bulunur.
Kitap bitti