Bütün boşluk: Zemin boş, asumân boş, kalb ü vicdan boş;
Tutunmak isterim, bir nokta yok pîş-i hasarımda.
Bütün boşluk: Döner bir hiçî-i mühiş civarımda;
Döner beynim beraber; ihtiyarım, sanki bir serhoş,
Düşer, lagzîde-pâ, her sâha-i ümmîde bir kerre...
Bu yalnızlık, bu bir gurbet ki benzer gurbet-i kabre...
İnanmak işte bir âguş-i ruhanî o gurbette.
Karanlık: Her taraf, herşey karanlık, bir hazin yeldâ!
Karanlık: Fehm ü dâniş, akl ü istihraç hep muzlim;
Bütün ruhumda müz'ic bir cemâdiyyet olur nâim,
Kesafetten ibaret bir tecellî arzeder eşyâ,
Hakikat zahir olmaz dîde-i idrâke bir zerre...
Bu vehm-âlûd bir zulmet ki benzer zulmet-i kabre;
İnanmak... İşte bir şeh-râh-ı nûrânî o zulmette.