Harem
Daha düne kadar bütün kibar Şişli halkının, yeni yetişen
erkek ve kız çocuklarına: “İşte saadetin timsali! Siz de böyle bir yuva yapmaya
çalışınız!” diye gösterdiği bu çift şimdi birbirlerine öyle korkunç bir
nazarla, öyle vahşî bir hiddetle bakıyorlardı ki...
Bir hafta evvel ikisi de birbirlerini âşıklarıyla ‘cürm-i
meşhut’ hâlinde yakalamışlar ve... hemen ayrılmışlardı.
Birbirlerini görünce ikisinin tekrar kan beyinlerine çıktı,
yüzleri sarardı, dudakları morardı.
…ben sana masum olduğumu ispat ederim, dedi.
Üç senedir günü gününe hissiyatımı yazıyorum.
“Nerden başlayayım?”
“Masum olduğunu ispat edecek yerden!”
(okumaya başladı) Yedi Kânun-ı sani...
Sermet, “Geç bu gevezelikleri...” dedi.
“Peki, işte:
On dört Kânun-ı sani... Bugün misafirlerimiz arasında
Rihterler de vardı. Kocam bir türlü bunlara ısınamadı. ‘Bunlar halis Alman
değil, Alman’ın Yahudisi...’ deyip duruyor.
…
Biz kadınların dimağımızda sanki ‘yalan’ın ayrı, hususî,
gayr-i meş’ur bir mekanizması vardır. Bir kere yalana başladık mı, hemen
kolaylıkla, zahmetsizce arkası gelir. Hem hakikatten daha parlak olur.
…
İkisinin de şimdi defterleri yere düşmüştü. Öpüşüyorlardı.
Bir haftalık hasretle, iştiyakla öpüşüyorlardı.
Demek bütün bu elemler, bu ıstıraplar boş bir evhamdan başka
bir şey değildi.
Yemek zamanını kaçırmamak için yan yana, kol kola, sımsıkı,
tıpkı tek bir vücut [207] gibi, temiz mermer merdivenlerin geniş basamaklarını
ikişer ikişer atlayarak hızla aşağı indiler!..
Türk Kadını, 223 Sayı:
8, 29 Ağustos 1334/1918, s. 124-127;
Sayı: 9, 12 Eylül
1334/1918, s. 139-143;
Sayı: 10, 26 Eylül
1334/1918, s. 156-160;
Sayı: 11, 17 Teşrîn-i
evvel [Ekim] 1334/1918, s. 170-173;
Sayı: 12, 7 Teşrîn-i
sânî [Kasım] 1334/1918, s. 189-191;
Sayı: 13, 28 Teşrîn-i
sânî [Kasım] 1334/1918, s. 204-207.
Harem, Türk Kadını
Mecmuası Yay., Orhaniye Matbaası, İstanbul 1918, 56 s.
…
(Özet değildir)
…
Ömer Seyfettin, Bütün Hikâyeleri (Hazırlayan: Hazırlayan:
Nâzım Hikmet Polat), Yapı Kredi Yayınları, 2. Baskı, 2015, İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder