Sahir’e Karşı
Bazen muvaffak olamamış bir sanatkâr hicran ve ıstırabıyla
mantıksız ve serseri bir tuğyan-ı hevesat içinde geçen mazimi düşünürüm.
…O birkaç lisana çalışmış, riyaziyeden başlayarak edebiyata,
tıbba, ilm-i kelâma, hikmete, kimyaya, felsefeye, fizyolojiye hatta hukuka
kadar ne kadar ulûm ve fünun-ı müstakile ve gayr-i müstakile varsa hepsine
birer defa girmiş
…
“Her şeyi öğrenmek isteyen hiçbir şey öğrenemez”
…
Bazen refikalarına, dışarıda olan pederine, zâbit olan
biraderine yazdığı mektupları bana okur, benden bir kelime-i tahsin beklerdi.
…
“Tramvaya binelim” dedi,
“Bunu tanıyor musun?” dedi.
Karşımızdaki delikanlıyı gösteriyordu.
“Yok,” dedim.
“Sahir işte o.”
İzmir, Sayı: 7 (405),
12 Şubat 1320 [25 Şubat 1905], s. 5-6.
…
(Özet değildir)
…
Ömer Seyfettin, Bütün Hikâyeleri (Hazırlayan: Hazırlayan:
Nâzım Hikmet Polat), Yapı Kredi Yayınları, 2. Baskı, 2015, İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder