Yüksek Ökçeler
Hatice Hanım pek genç dul kalmış zengin bir hanımcağızdı.
On üç yaşında iken altmış altı yaşında bir kocaya vardığı
için “izdivaç” denen şeyden nefret etmişti.
Başlıca merakı temizlikle namusluluktu.
Hatice Hanım köşkten hiçbir yere çıkmadığı için işi gücü
adamlarını teftişti.
Hatice Hanım’ın temizlik, namus merakından başka bir de
yüksek ökçe merakı vardı. Güzeldi, tombuldu, cıvıl cıvıl bir şeydi. Fakat boyu
çok kısa olduğu için, evin içinde de, bir karışa yakın ökçeli iskarpinler
giyerdi.
Nihayet bir baş dönmesi geldi. Çağırdığı doktor ilâç filân
vermedi.
“Bütün rahatsızlığına sebep bu ökçelerdir, hanımefendi”
dedi, “onları çıkarın.
Hatice Hanım, doktorun tavsiye ettiği bu yünden terlikleri
aldırdı. Hakikaten rahattı. İki gün içinde başının dönmesi falan geçti.
İki gün içinde başının dönmesi falan geçti.
Eleni’yi kendi diş fırçasıyla ağzını yıkarken, Gülter’i
kilerde reçel kavanozunu boşaltırken görmüştü.
Bir hafta içinde adamlarının on beşten fazla hırsızlığını,
yolsuzluğunu tuttu.
O gün her tarafı kilit kürek altına aldı.
Mehmet, ocağın başında kısa iskemleye çökmüş, bir dizine
Eleni’yi, bir dizine Gülter’i oturtmuş; kalın kollarını ikisinin bellerine
halattan bir kemer gibi sarmıştı. Hatice Hanım, bu levhanın rezaletini görmemek
için hemen gözlerini kapadı. Fakat kulaklarının kapağı olmadığı için,
konuştuklarını duymazlık edemedi.
Gülter “Ah o terlikler!” dedi, “Her işimizi bozdu. Hanımın
geldiği hiç duyulmuyor. Ne yapsak yakalanıyoruz. Eskiden ne iyiydi. Yüksek
ökçelerin takırtısından evin en üst katında kımıldandığını duyardık.”
Bu dokuz senelik sadık hizmetçilerini hemen kapı dışarı
etti.
Aşçı, işçi, artık eve ne kadar adam aldıysa hepsi arsız,
hırsız, yüzsüz, namussuz çıkıyordu.
Baktı olmayacak! Yine yüksek ökçeli iskarpinlerini giydi.
Hizmetçilerinin hırsızlıklarını, uğursuzluklarını, namussuzluklarını göremez
oldu.
Zaman, Sayı: 435, 24
Temmuz 1335/1919, s. 2.
…
(Özet değildir)
…
Ömer Seyfettin, Bütün Hikâyeleri (Hazırlayan: Hazırlayan:
Nâzım Hikmet Polat), Yapı Kredi Yayınları, 2. Baskı, 2015, İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder