13 Şubat 2015 Cuma

Ali Şîr Nevaî - Mecalisü’n-nefais

ALİ ŞİR NEVAÎ ve MECALİSÜ’N-NEFAİS
Uygur Türklerinden olan Nizâmüddîn Ali Şir Nevaî, 9 Şubat 1441 (H. 17 Ramazan 844) tarihinde Herat’ta doğdu. Ailesi uzun yıllardır Timurluların hizmetinde bulunuyordu. Çocukluk yıllarında Hüseyin Baykara ile arkadaş oldu. Dostlukları ömür boyu devam etti.
Hüseyin Baykara 1469 yılında Horasan’ı ele geçirip Timurluların tahtına oturdu. Ali Şir Nevaî de onun hizmetinde mühürdarlık görevine getirildi. 1472’de “Emir” yani divan beyi unvanını aldı. 1476’da Molla Cam’i’nin irşadı ile Nakşibendi tarikatına dâhil oldu. 1490 yılından itibaren idari işlerden el çekmeye başladı. Zamanını sanatına ayırdı. 3 Ocak 1501’de Herat’ta vefat etti.
15. yüzyılda önemli bir kültür merkezi olan Herat en görkemli devrini Hüseyin Baykara zamanında yaşamıştır (1469-1506). Kendisi de şair olan Hüseyin Baykara’nın etrafında toplanan şair ve âlimler bu dönemde önemli eserler üretmişlerdir. Tezkire türünün ilk örnekleri de bu dönemde ortaya çıktı.
Fars edebiyatının büyük üstadı Camî, Baharistan (1487) adlı tezkiresini ve Emir Devletşah da Tezkiretü’ş şuara (1487) adlı tezkiresini bu muhitte yazmışlardır.
Bu eserleri Ali Şir Nevaî’nin yazdığı ve Türkçe olarak yazılmış ilk tezkire olan Mecalisü’n-nefais (1491) izler. Bu üç tezkire, Herat tezkireleri olarak bilinir.
Sehî Bey’in yazdığı Anadolu’da yazılmış ilk tezkire olan Heşt Behişt (1538) bu ilk örneklerden istifade etmiştir. 16. yüzyıl boyunca Anadolu sahasında yazılan tezkirelerin hepsi Herat tezkirelerine öykünerek yazılmıştır. Bu eserlerde biyografiler uzun, eser örnekleri ise azdır.

Mecalisü’n-nefais
Mecâlisü’n-nefâis bir giriş ve müellifin “meclis” adını verdiği sekiz tabakadan meydana gelmektedir. Giriş bölümünde kitabın telif sebebini açıklayan Nevâî, zamanla unutulan birçok değerli şair hakkında bir kitap yazma arzusu beslediğini, nihayet Hüseyin Baykara’nın teşvik ve desteğiyle eserini yazmaya muvaffak olduğunu belirtir. Tezkirenin her tabakası başında Türkçe açıklama ve her tabaka sonunda yine Türkçe tetimme (temimme = Bir eksiği tamamlamak için katılan şey / ilave) kısmı bulunmaktadır.

Birinci Meclis, Ali Şir Nevaî’nin zamanlarının sonuna yetiştiği, ancak kendilerini tanıma mutluluğuna erişemediği şairleri yer alır. Bunlar, 46 kişiden oluşmaktadır.
İkinci Meclis, Ali Şir Nevaî’nin bazılarıyla küçüklüğünde tanıştığı, bazılarıyla ise sohbet ettiği şairlerden oluşur. Bu şairlerin hepsi eserin yazılmakta olduğu tarih olan 1491’den önce ölmüşlerdir. 93 kişiden oluşmaktadır.
Üçüncü Meclis, Ali Şir Nevaî’nin zamanında üne kavuşan şairleri anlatır. Nevaî bunların bazılarıyla tanışmış, bazılarıyla da dostluk kurmuştur. Bu meclis, 173 kişiden oluşmaktadır.
Dördüncü Meclis, dönemin tanınmış fazıl kişilerini (bilginlerini) ihtiva eder.
Bunlar, 73 kişidir.
Beşinci Meclis, Horasan’ın ve başka yerlerin mirzadelerinden müteşekkildir.
Bunlar 23 kişiden oluşmaktadırlar.
Altıncı Meclis, Horasan’ın dışındaki yerlerde yaşayan 31 ulu kişiden meydana gelmektedir.
Yedinci Meclis, sultanlar ve şehzadelerden meydana gelir. Bunlardan bazıları şairdir, bazıları da güzel şiir okurlar. Bu meclis, 22 kişiden oluşmaktadır.
Sekizinci tabakayı Hüseyin Baykara teşkil etmektedir. Ayrıca bu meclisin sonuna ilave edilen Halvet başlığı altında, Mevlana Lutfî ve Mevlana Kabulî hakkında da bilgi verilmiştir.
Mecalisü’n-nefais’de toplam 459 şair yer almaktadır. Bunlardan 46’sı Türkçe şiir söyleyen şairlerdir.
Tezkirede şairlerin doğum tarihlerine rastlanmaz. Nadiren ölüm tarihi ile kimin döneminde yaşadığı belirtilir.
Nevaî’nin her şairin ekseriyetle bir, bazen iki, en çok da dört beytini örnek verdiği görülür. Sadece Hüseyin Baykara’nın şiirlerinin tamamının matla beyitlerini tezkiresine almıştır.
Nevâî şairlerin şiirlerini değerlendirirken “daha güzel, güzel söz, güzel düşmüştür, renkli, beğenilmiş, akıcı şiir” gibi klişeleri, şahsiyetlerini değerlendirirken de “hoş tabiatlı, şuh tabiatlı, derviş meşrep, güzel sözlü, tekellüfsüz, lâubâli” gibi kalıpları sıkça kullanmıştır.
Ali Şir Nevaî, tezkiresinde yalın fakat estetik bir dil kullanmıştır.

Mecalisü’n-nefais’in asıl değeri Türkçe’de yeni bir türü, şairler tezkiresi geleneğini başlatmış olmasıdır.


Tezkirenin Türkiye’de ve Türkiye dışındaki kütüphanelerde 100’e yakın yazma nüshası bilinmektedir. Kemal Eraslan ve Prof. Dr. Naci Tokman tarafından günümüz Türkçesiyle yayınlanmıştır (TDK, 2001).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder