Ahmet
Haşim – O
Bir hasta kadın, Dicle'nin üstünde her
akşam
Bir hasta çocuk gezdirerek, çöllere gül-fâm
Sisler uzanırken o senin doğmanı bekler.
Yorgun gibi mühmel duran asude ufuklar
Titrer, silinir... Dâmen-i şeb her şeyi
saklar,
İklim-i hayalâta bakan bir nazar-ı dûr
Hüzniyle doğar necm-i sema sâkit ü mahmur;
Bir mâilik üstünde yanar gizli ziyalar
Leylin bütün ezhârı semalarda açarlar,
Leylin bütün ezhârı, bütün ruh-ı ziyası;
Bir nefha-yı meçhulenin eşyaya teması,
Zulmetlerin esrarını baştan başa sallar,
Sen, ah, doğarsın o zaman, mest ü
ziyadar...
Sahilleri sessiz dolaşan hasta hayale,
Bir nûr-ı teselli taşır alnındaki hâle;
Hatta o soluk çehreye nûrun dokunurken,
Bir buseye benzerdi ki gelmiş ona senden.
Nehrin gece, rüya vü serâirle boğulmuş,
Ufkunda tahassürler okur gamzede bir kuş.
Bir giryeli ses - belki kadın, belki de
erkek -
Söyler gecenin şi’rine bir aşk, bir
ahenk...
Nûrun dökülür, sahil erir, karşıki yerler
Bir hâb-ı münevverde hep eşkâlini gizler;
Sîmîn dumanlarda ölür ruh-ı menâzır,
Bir ra’şe-i zerrin ta karşıda yer yer
Mahmur ışıklar yüzer esrar üzerinde
Yorgun sular üstünde kanar bir şeb-i
hande...
Her lerze, her ahenk bulut, hâb oluyorken,
Bir feyz-i umumi-i ziyadar ile birden,
Sakin soluyorken gece eşbâh ü avâlim,
Yalnız o ziyalarda kalır sakin ü muzlim.
Ey mâh cebînin o cebîn-i keder ü gam,
Altında o yorgun, o soluk heykel-i mâtem!
Tahlil
1. bölüm
Hasta kadın annedir. Dicle,
Bağdat yakınlarından akan bir nehirdir. Hasta çocuk da şairi temsil etmektedir.
Doğması beklenen aydır. Şair aya “sen” diye hitap eder.
2. bölüm
Ahmet Haşim, tüm varlıkları bir sis perdesi
ardında görmeye çalışır, böyle ister.
Akşamla birlikte bütün objeler görünmez
olmaya başlıyor (Gecenin eteği her şeyi saklar). Haşim, geceleri sever, öyle ki,
bu bölümde geceyi bir kadına benzetiyor. Gece ve uyku, Haşim uykuyu da
kişileştiriyor. Ona bir canlılık vasfı (yorgunluk) veriyor (yorgunluk mefhumu
da Haşim’in şiirlerinde sık görülür).
Gökte doğan yıldız hayaller iklimine
bakmaktadır. Realiteden uzaklaşmaya başlıyoruz. Akşamda bir, mavilik oluşur.
Bunun üstünde gizli ışıklar yanmaya başlar (akşam olmuş ve yıldızlar bir bir
belirmeye başlamıştır). Gece yerine “mâilik”, yıldız yerine de “gizli ışıklar”
demesi sembolizminden dolayıdır.
“Gecenin bütün çiçekleri” bu irrasyonel
ifade de yine sembolizm hanesinde değerlendirilmelidir.
“Semalar” der Ahmet Haşim, gökyüzü onun
için katman katmandır. Işığın da bir ruhu vardır onun için. Gökyüzü bu ruh ile
farklı bir aydınlığa kavuşur. Sembolizmin en belirgin özelliği müphem
olmasıdır. Şiirdeki bu müphemlik okurda eksikliğe yol açmıyor.
3. bölüm
Hasta kadına ay teselli getirmektedir.
Hasta kadın güneşli günden, gündüzün
güneşinden mustariptir, gecenin serininde ay ile teselli bulur.
4. bölüm
Gece gelir ve Dicle’nin uyku sırları
rüyalara boğulur. Rüya ve sır; bunlar Ahmet Haşim’in anahtar kelimelerindendir.
Bir kuş sesi duyulur, bunun ardından
ağlamaklı bir ses kuş sesine eşlik ediyor.
Bu sesler geceden müteşekkil şiire bir
ahenk, bir melodi katmaya çalışıyor.
5. bölüm
Ay ışığında sahil erimektedir. Haşim
buradaki dizelerde varlığın mahiyetini değiştirip gizli bir hale geldiğini
betimler.
Öyle bir sis kaplıyor ki etrafı, değdiği
her şey görünmez oluyor.
Gecenin karanlığında Dicle’nin suları
üzerinde görünen sarı renkli ışık dalgalarını şair, sırların üzerindeki altın
rengi titreyiş olarak tasvir eder. Dicle burada sır olmuş, ışık ise altın rengi
bir titreme.
Yorgun suların üzerinde bu ışıltılar kandil
gibi gülümser.
6. bölüm
Şiir, matemli bir atmosferde sona erer.
Ayın doğuşu ile manzara hüviyet
değiştiriyor. Şair, hasta kadın için yine teselli istiyor. Ay ışıkları altında
hasta kadın bir matem heykeli gibi hareketsizdir…
---
Ahmet
Haşim
Bağdatlı bir köy çocuğudur. Çölü tanıyarak
büyümüştür. Çöl tesiri şiirlerinde görülür. Çölün yakıcı sıcağına tezat olarak
akarsu da Ahmet Haşim’in şiirlerinde dikkat çekecek sıklıkta vurgulanır. Akşam serinlerine
yer vermesi de yine çöl iklimiyle alakalıdır.
Annesi hasta bir kadındır ve Ahmet Haşim’in
karakterinde çok önemli bir yeri vardır. Şiir yazdığı dönemde annesini kaybetmiştir
ve anne, bir hatıra olarak Haşim’in şiirlerinde yaşamaya devam etmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder