Tenezzüh
Juli Hala çayını bitirdikten sonra penceresinin yanındaki
koltuğa yaslanarak dışarıda yağan karların raks-ı hafif ve nâ-mütenahisine
daldı.
Böyle fırtınalı, karlı günlerde hem-sinni olanlar
odalarından çıkamazlardı.
En kalın elbiselerini giydi, başını sardı. Odasından çıktı.
O anda eski âşığını görmek istedi. Kapıyı vurdu, âşıkının
hafidi açtı. O sordu: “Pederiniz evdedir
değil mi?..”
“Evet, lâkin pek hasta.”
Juli Hala oradan çıktıktan sonra yine karların içinden,
fakat deminki gibi münfail ve hayalperver olmayarak geçiyordu.
Sabah, Sayı: 4469, 31
Mart 1318 / 13 Nisan 1902, s. 3-4.
…
(Özet değildir)
…
Ömer Seyfettin, Bütün Hikâyeleri (Hazırlayan: Hazırlayan:
Nâzım Hikmet Polat), Yapı Kredi Yayınları, 2. Baskı, 2015, İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder