Yuf Borusu Seni Bekliyor
Aksaraylı Câbir Paşa’yı bir zamanlar tanımayan yoktu;
zevcesi cennetmekânın gözdelerinden mi, hazinedar ustalarından mı ne imiş.
Orduyu gençleştirmek sevdasına düşen akıllılar iş başına
geçince, birçoklarıyla beraber onu da tekaüde sevk ederek mağdurlar arasına
karıştırdılar.
…zemin katını bakkal dükkânına tahvil etti. Ufak bir sermaye
ile ticarete koyuldu. İş başa düşünce ne yapılmaz,
...vakadan sonra mahalle bakkallığına tövbekâr oldu.
…bir yazıhane, ticaret tezkeresi vesaireyi yoluna koydu.
Kör talih geldi, ona da yetişti, günün birinde bu işin de
modası geçti.
…kızlarıyla büyük hanım kendisini açıktan açığa mıymıntılık
ile itham ettiler.
Hakikî ticaretin hiç ehli değildi. Aczini bilmek de bir
meziyettir. Paşa bu hâllerle bocalarken evdeki itibar azaldıkça azaldı.
…
…derken Bekirağa Bölüğü dolup boşalıyor, kanlılar, katiller
bacadan kaçıyor, kaçıyordu...
Bir sabah çarşı boyuna erken inenler Câbir Paşa’yı,
senelerce sandık içinde durmadan açılmaz buruşukluklar peyda etmiş, formaları
kararmış, saltanat devirlerinin yadigârı olan paşalık esvabının içinde
buldular.
Eskisi gibi sağdan sola selâmlar saçıyor ve mukabilini de
bekliyordu.
Tam paşa trene ayağını atacağı sırada yine en son sözü o,
yani Takunyalı Fitnat söyledi: “Yürü... Bakkallar paşası, yürü... Yuf borusu
seni bekliyor...”
İfham (Haftalık edebî
ilâve), Sayı: 8, 13 Teşrîn-i evvel [Ekim] 1919, s. 124-127.
…
(Özet değildir)
…
Ömer Seyfettin, Bütün Hikâyeleri (Hazırlayan: Hazırlayan:
Nâzım Hikmet Polat), Yapı Kredi Yayınları, 2. Baskı, 2015, İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder