Meh-mâ-emken
On beş, yirmi sene evvel ordunun manzarası ne lâtifti!
Yüzbaşım kendi misline delil olarak daima “Meh-mâ-emken”i
gösterirdi. Meh-mâ-emken’in asıl ismi Ali Efendi’ydi.
Israr ettim. Nihayet dayanamadı. Alayda başkalarına
söylemeyeceğime benden söz aldı. Meh-mâ-emken lâkabının sebebini anlattı.
Bir gün annem beni Sümbül Efendi’ye götürdü. Türbeye üzüm
koyduk. Bir hafta sonra ben almağa gittim. Gelirken yolda dayanamadım, hepsini
yedim.
Yine bir gün annem beni Eyüp Sultan’a götürdü. Türbedar
ağzıma anahtarı soktu. Sağa sola çevirdi. Ağzımda bir ekşilik peyda oldu. Yere
şak diye tükürmeyeyim mi?
Ondan sonra ben mankafa oldum.
Zaman, Sayı: 416, 5
Temmuz 1335/1919, s. 2.
…
(Özet değildir)
…
Ömer Seyfettin, Bütün Hikâyeleri (Hazırlayan: Hazırlayan:
Nâzım Hikmet Polat), Yapı Kredi Yayınları, 2. Baskı, 2015, İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder