Acaba Ne İdi?
Çıkardıkları gün hemen döndüğü Toptaşı Tımarhanesi’nden Cabi
Efendi’yi kabul etmemişlerdi.
…
Muhtelif semtlerde seyahatler etti. Tenha sokaklarda gezdi.
Mücessem bir kimya muamması”na benzeyen vesika ekmeklerine
günlerce, irili ufaklı, pertavsızlarla baktı. Hatta bir gün tahlil ettirmeye
bile kalktı.
Ekmeği iyice muayene ettikten sonra, “Bunun içinde bir şey
var... var, evet var ama ne acaba?” dedi.
Cabi Efendi, “Siz söyleyiniz oğlum, ne var?”
…
Eski zavallılar, cahiller, sefiller nasıl zengin olmuşlarsa
birtakım aptallar, budalalar, ahmaklar da birer mevki sahibi olmuşlardı.
Semerci Niyazi’nin sıracalı bir oğlu vardı.
Harpten evvel iki lâfı bir araya getiremeyen bu aptalın
gayet mühim bir müessesede müdürlük mevkiini ihraz ettiğini duyunca Cabi Efendi
kulaklarına inanamadı. Kalktı. Söylenen daireye kadar gitti.
Müessesede “Her şey, her şey, bütün işler onun elinde!”
diyorlardı.
Cabi Efendi (…) Artık vakaların sebeplerini bulmak
melekesini kaybetmişti.
…
Cabi Efendi işte yalnız bu umumî terbiyesizliğe alışamadı.
Eskiden kendisine sokakta bir şey soran: Lâfa “Lütuf
buyurunuz beybaba....” filân diye başlarken şimdi bir karış piçler bile
zavallıya “Ulan, hödük, bana baksana...” diye hitap ediyorlardı, hiçbir sebep
yokken fena hâlde ağızlarını bozuyorlardı.
…
Ekecek birkaç dönüm yer, barınılacak bir çatı arıyordu.
Tenhalığın ağır kibarlığı, sükûnu, zevki meyus ruhuna manevî
bir deva gibi tesir ettiğini duydu.
Uzaktan bir otomobil geliyordu.
…
Cabi Efendi bir dakika evvel cennet gibi gördüğü yerlerden
birdenbire ürktü. Kendisini insaniyet, medeniyet âleminden çok uzak, görünmez
kaplanlar, kurtlarla dolu bir sahrada sandı. Birdenbire kırda yaşamaktan
vazgeçti.
Şair, Sayı: 9, 6 Şubat
1919, s. 132-137.
…
(Özet değildir)
…
Ömer Seyfettin, Bütün Hikâyeleri (Hazırlayan: Hazırlayan:
Nâzım Hikmet Polat), Yapı Kredi Yayınları, 2. Baskı, 2015, İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder