“Kızılelma” Neresi?
... Heman göstersünler. Dalkılıç olur, düşmanı harap iderüz
ve kralın tac u tahtını başına geçürüp Kızılelma’ya dek giderüz...
“Kızılelma neresi?” diye mırıldandı. Şarkta olsun, garpta
olsun, sefere çıkarken galeyana gelen asker hep “Kızılelma’ya...” diye
bağrışıyordu.
Kimse cevap veremedi.
“Yazık sizin ilminize!”
“Padişahım!” dedi, “bu ‘Kızılelma’ halk kullarının uydurduğu
bir efsanedir. Ne aslı vardır, ne faslı... Bir hakikat değildir ki biz bilelim.
Halk ise, padişahım, bilmez söyler.”
Evet... orası ne Hint, ne Sint, ne Çin, ne Maçin, ne Viyana,
ne de Roma’ydı! Padişah, huzurundakilere “Gördünüz ya” dedi, “üçünün de
cevabında bir fark yok. Hakikat bir! ‘Kızılelma’ benim gitmek istediğim yer,
işte... Hakk’ın beni göndereceği yer!..”
Yeni Mecmua, C. I,
Sayı: 21, 29 Teşrîn-i sânî [Kasım] 1917, s. 418-420.
…
(Özet değildir)
…
Ömer Seyfettin, Bütün Hikâyeleri (Hazırlayan: Hazırlayan:
Nâzım Hikmet Polat), Yapı Kredi Yayınları, 2. Baskı, 2015, İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder