Şîmeler
Herkesin, “gayet büyük bir adam” dediği bu zat sahiden pek
büyüktü.
Bu “gayet büyük adam”ın en ziyade kızdığı şey millî ve dinî
mefkûrelerdi.
Kırk sekiz yaşında idi. Memeden kesilir kesilmez düşünmeye
ve yazmaya başladığı gayr-i matbu altı yüz bin sahifelik eserinde medeniyetin
ferdiyete doğru yürümek olduğunu ispat etmişti. Milliyetler ölmeğe mahkûmdu.
Cemaatler dağılınca millî vicdanlar da yaşamayacak, herkes umumî bir idare ile
değil, şahsî arzularla hareket edecek ve o vakit ortada yalnız “insanlık”
kalacaktı.
Osmanlı Türkleri gelmezden evvel Anadolu’nun baştan aşağıya
kadar Türk milleti ile dolu olduğunu bilmezdi. Selçukîleri Acem zannediyordu.
…Balat’ta verdiği bir konferansta “Bizzat ben bir
Siyonist’im...” diye haykırmıştı.
…
Vatan, ne Türkiye’dir, bizlere, ne Türkistan,
Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir: Sâmân...”
Yirminci Asırda Zekâ,
C. 2, Sayı: 27, 3 Nisan 1330, [16 Nisan 1914], s. 558-563.
…
(Özet değildir)
…
Ömer Seyfettin, Bütün Hikâyeleri (Hazırlayan: Hazırlayan:
Nâzım Hikmet Polat), Yapı Kredi Yayınları, 2. Baskı, 2015, İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder