Teselli
Batıdan gelen büyük düz yolun ta ağzındaki taş konak,
zairsiz bir türbe gibi sakindi.
…türbede yatan ölü Erzurum kumandanı İskender Paşa idi.
Er meydanlarında beraber şan aldığı birçok arkadaşları,
bahtiyar derebeyleri en asil düşmanları önlerinde dize getirirken, o kıymetsiz
bir türedinin pususuna düşmüş, perişan olmuştu. Şahın oğlu İsmail Mirza hile
ile Erciş’e girmiş, kaleyi yıkmış, kale muhafızı, padişahın o kadar sevdiği
cihan pehlivanı İbrahim’in başını kestirmiş…
İki dakika evvelki cansız İskender Paşa ansızın dirilmişti.
Yalnız kalınca gülümsedi. Gerindi. Esnedi. Yavaş yavaş sedire doğru yürüdü.
Bohçayı açtı.
…şimdi elinde tuttuğu şu altın saplı keskin kılıcı hak
uğrunda, hakikat uğrunda sallayacaktı!
Yeni Mecmua, C. I,
Sayı: 16, 25 Teşrîn-i evvel [Ekim] 1917, s. 315-317.
…
(Özet değildir)
…
Ömer Seyfettin, Bütün Hikâyeleri (Hazırlayan: Hazırlayan:
Nâzım Hikmet Polat), Yapı Kredi Yayınları, 2. Baskı, 2015, İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder