Zeytin Ekmek
Genç, beyaz, gürbüz kadın tıpkı zalim âşığının gadrine
uğramış bir evvel zaman cariyesine benziyordu...
Zeynep Kâmil Hastahanesi’ne inen bu yol pek tenhaydı.
Sabire ile Naciye çocukluk arkadaşıydılar.
İşte altı sene sonra yine karşı karşıya geliyorlardı.
(biri zengin diğeri fakir)
…
Naciye karanlığın içinde yürüdü. Bir yemek için bu gece işte
namusunu feda ediyordu. Kendisini yalnız bir takdim için iki yüz lira
veriliyordu. Sonra işte bu cennet kadar muhteşem, saraylardan süslü köşkün
altınlı, gümüşlü, billûrlu yemek odasında karşısına yine zeytin ekmek
çıkıyordu.
Karanlık denize baktı, baktı, baktı. Evet, buraya kendini
atmaktan başka çare yoktu.
Yeni Dünya, Sayı: 2, 3
Temmuz 1335/3 Temmuz 1919, s. 27-32.
(Özet değildir)
…
Ömer Seyfettin, Bütün Hikâyeleri (Hazırlayan: Hazırlayan:
Nâzım Hikmet Polat), Yapı Kredi Yayınları, 2. Baskı, 2015, İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder