28 Ocak 2021 Perşembe

Ömer Seyfettin - Cambazın Aşkı

Serkan Tuna - Ömer Seyfettin’in Kayıp Bir Hikâyesi: Cambazın Aşkı

 …yayın hayatına 5 Ağustos 1897 tarihinde başlayan Musavver Terakki mecmuası

Derginin yazar kadrosu üzerinde çalışılırken “C. Nazmi” müstearına tesadüf edilmiş,

Ömer Seyfettin külliyatları taranmış, bu hikâyenin olmadığı görülmüş ve dikkatlere sunulmaya karar verilmiştir. Hikâyede anlatılanlar, Ömer Seyfettin’in özel hayatında ilgi duyduğu jimnastik, spor ve artistik hareketlerle özdeşleşmektedir.

 

“Cambazın Aşkı” hakkındaki ilk bilgi; hikâyeci tarafından, Hakkı Tarık Us’a gönderdiği 23 Şubat 1321 [8 Mart 1906] tarihli bir mektupta verilmektedir.

 

Ömer Seyfettin söz konusu mektubunda “Nam-ı müstearımla eser denilebilecek bir şey neşretmedim. Yalnız [C. Nazmi] imzasıyla [Canbazın Aşkı] serlevhalı büyük hikâyemi neşrettim ki küçüklük hayatıma, edebiyata çalıştığım ilk günlere ait olduğu için bence pek kıymettardır.” demektedir.

 

“C. Nazmi’’ imzasıyla okuyucuya sunulan “Cambazın Aşkı” hikâyesi, Musavver Terakki’nin beşinci senesi içerisinde “Küçük Hiss-i Hikâye’’ başlığıyla dokuz sayı tefrika edilmiştir.

(12 Haziran 1902 / 30 Mayıs 1318 / 6 Rebiyülevvel 1320) / Adet 22, sayfa 175 (7 Ağustos 1902 / 25 Temmuz 1318 / 26 Cemaziyelevvel 1320)

 

Adet 16, sayfa 126’da yer alan kısımda maalesef iki sayfalık kopukluk (sayfa 127 ve 128) vardır. Hikâyenin başlangıcı vardır ancak kopuk sayfalardan ötürü devamı yer almaz. Eksik sayfaların temini için yapılan katalog taramalarından sonuç alınamamıştır.

 

Hikâyenin başkarakteri olan Victor, bir cambazhanede kalabalıklar önünde cambazlık gösterisi yapar. Ara ara kendi gösterisine katılan direktörün kızı Rosa’a aşıktır.

Hikâyede olaylar Victor’un gözünden takip edilir.

Şahısların tümü yabancıdır.

 

Hikâyenin neşredilmeye başlandığı tarih 12 Haziran 1902’dir. Bu tarih Ömer Seyfettin’in Mekteb-i Harbiye-i Şahane yıllarına tesadüf eder.

 

Ömer Seyfettin - Cambazın Aşkı

Onun her soyunduğu vakit, şu cambaz fanilalarını giyerken uzun uzun pazularına bakmak adeti idi.

…Rosa oradaydı.

…jimnastik aletiyle, atlarla geçen hayat-ı mesaisinde hiçbir heyecan duymamıştı.

 

O gün yemekten sonra herkes şehre, kahvelere indi. Victor yalnız kalmaya ihtiyaç duydu.

 

Rosa ve hain Paul!

Bugünden itibaren Victor için bir cehennem hayatı başladı…

 

Kendi kahkahalarıyla, neşvetleriyle meşguldüler. Aylar geçti, ilkbahar geçti, yaz geçti. Victor’u ağlatan birçok hain geceler geçti.

 

Türklük Bilimi Araştırmaları, 48. Sayı / 2020-Güz / s. 189-204 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder