Büyücü
Büyük Selâhattin kendisinden aman dileyen Kudüs’ü aldıktan
sonra hiç durmamıştı.
Doğu tarafında kocaman bir Türk mahallesi vardı. Kılıçla,
kalkanla, tolgayla, eğersiz atlar üzerinde gelenlerin çocukları
Doğan Bey de bunlardan biriydi. Babası, Alp Arslan’ın en
eski kumandanlarındandı.
Şehirde her felâketi onun uğursuzluğuna yormak âdetti.
Kuraklığı, fırtınaları, yangınları, kavgaları, cinayetleri hep o... “Büyücü
Doğan” yapıyordu.
Selâhattin geldiği zaman, Emeviye Camii’nin önüne bütün
Dımışk toplandı. O namazdan çıkarken “Ey Sultan! Bizi bu Büyücü Doğan’dan
kurtar!” diye bağrıştılar.
Selâhattin “Canına dokunmayalım. Buradan çekilip gitsin...”
kararını verdi. Vakıa o da büyüye, sihre inanmazdı. Ama, halkın istemediği bir
adamı şehirde bırakmayı siyasete muhalif görüyordu.
Bir hafta geçmeden Büyücü Doğan unutuldu.
Şanlı galip hastalandı. Kulunç illeti onu kımıldamaz bir
ıstırap yumağı hâline soktu. Hekimler ölüm zehriyle kaplanmış bu er meydanının
hemen terkine lüzum gösterdiler.
Meydanı boş bulan mutaassıp salipçiler Akkâ’yı bütün
kuvvetleriyle karadan denizden sardılar.
Frenk mühendisleri kulelerin ahşap kısımlarını derilerle
kaplamışlar, üstüne sirke, çamur, sonra birtakım yanmaz eczalar sıvamışlardı.
Selâhattin bir sabah burçlardan birisinin tutuştuğunu gördü.
Gözlerine inanamadı.
“Bu kaleleri biz yanmaz biliyorduk. Nasıl yaktınız?” diye
sordu.
Kale içinde bir ihtiyar garip çıktı. ‘Bana istediğimi
veriniz, bu burçları yakayım’ dedi. Ne istedi ise verdim; neft, kireç, pamuk,
kil... Bir ay içinde üç bin tane humbara döktü. On beş gün de çalıştı, yedi
oluklu, hiç görülmemiş bir mancınık yaptı. Bu sabah, ‘Artık işim bitti,
isterseniz yakayım’ dedi. ‘Haydi yak!’ dedim. Yaktı.”
“Şimdi bu ihtiyar nerede?”
“Büyücü Doğan!”
“Ben bu hizmeti hasbetenlillâh yaptım. Ecrimi ancak
Allah’tan isterim” dedi.
Akkâlıları göstererek ilâve etti: “Yalnız beni bunların
elinden kurtar!”
Yeni Mecmua, C. I,
Sayı: 22, 6 Kânun-ı evvel [Aralık] 1917, s. 434-436.
…
(Özet değildir)
…
Ömer Seyfettin, Bütün Hikâyeleri (Hazırlayan: Hazırlayan:
Nâzım Hikmet Polat), Yapı Kredi Yayınları, 2. Baskı, 2015, İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder