Felsefe
Mithat Bey yirmi senedir Amerika-yı Cenubîde oturuyordu.
İstanbul’da birçok sınıf arkadaşlarının meşahir sırasına
girdiğini gördü.
Bir gün Köprü’den geçerken sınıfın birincisi olan Mahmut’a
rast geldi. Zavallının saçları ağarmış, üstü başı dökülmüştü.
…
Mahmut, derin derin içini çekti.
“Heyhat!” dedi, “Eğer kaleme kalsaydım, şimdiye kadar
açlıktan ölürdüm. Bereket versin herkesi zehirleyen tütüne!”
“Ne demek?”
“Ne demek olacak. Yirmi senedir Reji’de memurum!”
Diken, Sayı: 25, 9
Teşrîn-i evvel [Ekim] 1335/1919, s. 7.
…
(Özet değildir)
…
Ömer Seyfettin, Bütün Hikâyeleri (Hazırlayan: Hazırlayan:
Nâzım Hikmet Polat), Yapı Kredi Yayınları, 2. Baskı, 2015, İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder