Herkesin İçtiği Su
“Ling-yu” gayet akıllı, gayet ihtiyar bir fağfurdu.
Çinliler âdeta onun ulûhiyetine bile inanır gibi
oluyorlardı. Derlerdi ki: “Ling-yu dünyada Allah’ın dehasından bir numunedir!”
…
Huzura giren başmüneccim resmî secdesinden kalktıktan sonra,
“Ah efendim, gayet korkunç bir felâket bizi tehdit ediyor!” dedi.
…
Aradan bir hafta geçmedi, başmüneccimin haber verdiği yağmur
hafif hafif yağmağa başladı.
…
Nehirler, çeşmeler, oluklar taştı. Âdeta minimini bir tufan!
Başmüneccimin haber verdiği felâket hakikaten aynen zuhur etti. Kim bu
yağmurdan bir damla karışmış bir suyu içerse hemen çıldırıyordu.
Uğursuz yağmur dinmedi. Memlekette çıldırmayan kimse
kalmadı.
Fağfuru o vakit düşünmek aldı. Bunun sonu ne olacaktı?
Kanunlar şaka oldu. İdare bozuldu.
Fakat “Ling-yu” gayet akıllı, gayet ihtiyar bir fağfurdu.
İşe yaramayan, zarar getiren “akıl”ın “delilik”ten hayırlı bir şey
olamayacağına kaniydi.
İhtiyar fağfur, “Herkes deli olduktan sonra birkaç kişinin
aklına lüzum yoktur!” dedi.
Gel zaman git zaman bu umumî curcunanın adı “içtimaî
intizam” oldu. Halk içinde tekrar akıllananlar “Delidir!” diye tımarhaneye tıkıldı.
Ta işte o vakitten beri bütün hakîmler, bütün filozoflar
derler ki: “Çinliler dünyanın en akıllı, en zeki, en sakin, en çalışkan bir
milletidir.”
İfham (Haftalık edebî
ilâve), Sayı: 4, 15 Eylül 1919, s. 61-62.
…
(Özet değildir)
…
Ömer Seyfettin, Bütün Hikâyeleri (Hazırlayan: Hazırlayan:
Nâzım Hikmet Polat), Yapı Kredi Yayınları, 2. Baskı, 2015, İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder