30 Aralık 2019 Pazartesi

Ömer Seyfettin - Muhteri

Muhteri

Kuruş kuruş kazandığım liraları avuç avuç harç etmek benim elimden gelmez.
Göztepe’deki annemden kalan arsanın üzerine bir köşkceğiz kurabilmek hülyasıyla yedi senedir biriktirdiğim paranın çekini “Ne olur, ne olmaz? ” diye yanıma almıştım. Ömrümde ilk defa olarak Viyana’yı, Berlin’i, Paris’i, Londra’yı görecektim.
Yol arkadaşlarım beş Yahudi, üç Rum, bir Mısırlı gençti.
Doğru Monaco’ya gidelim azizim” dedi, “şimdi tam mevsimi!
…bu muhterem genç gibi sarfiyata başladım.
…pokere girdim. Kazandım, kaybettim. Tekrar kazandım. Ama iki gün geçmeden cebimde doksan liradan başka on para kalmadı.

Prima donnayı çok methettiler.
Gördünüz mü?
Bakalım bu akşam.
Bir Amerikalı milyoner var. Kabul ederseniz hepinizi sofrasına davet ediyor.
Bana, “Siz de gelir misiniz?” dediler. Düşünmeden cevap verdim: “Siz giderseniz...”
“Biz pekâlâ gideriz.”
İçmeye, yemeye başladık.

( Amerikalı milyoner) …Benim zekâmın ne ehemmiyeti mi var? Ben muhteriyim, ben muhteriyim, ben dâhiyim, ben dâhiyim.
Muhterinin dehası şerefine alabildiğine, dehşetli bir şevk ile içmeye başladık. Ben fena hâlde sarhoş oldum.
Şimdi o kadar, o kadar eziyet ile tam yedi senede biriktirdiğim beş yüz liracığımı iki günde yediğimi hiç unutamam. Hep canım sıkılır.

Yeni Mecmua, C. 2, Sayı: 29, 24 Kânûn-ı sâni [Ocak] 1918, s. 54-58.


(Özet değildir)
Ömer Seyfettin, Bütün Hikâyeleri (Hazırlayan: Hazırlayan: Nâzım Hikmet Polat), Yapı Kredi Yayınları, 2. Baskı, 2015, İstanbul

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder