30 Aralık 2019 Pazartesi

Ömer Seyfettin - Velinimet


Velinimet

Geçen gün hava ne güzeldi! Logaritmacı Hasan’la Hürriyet Tepesi’ne gittik.
“Hocam, bırak şu geçmişi!” dedim, “Hâle bakalım. Bu yaz acaba buralarda eğlenebilecek miyiz?”
Arkamızdan bir ses geldi:
“Hasan Bey!”
İkimiz de birden döndük.
Hasan’ın ellerinden tuttu. İki eliyle sarsarak sıktı.
“Nasılsın velinimetim!”
“Bu kim?” dedim, “Sen bu dört yüz bin liralık adamın nasıl velinimeti oluyorsun?”
“Anlatayım!”
Bu genç, benim Selanik’teyken uşağımdı!
Şuradan sap, soluna ilk gelen sokağa gir. Biraz yürü. Orada Kosova Oteli vardır. Sahibi ahbabımdır. Benden selâm söyle, de ki: ‘Ben şimdi bütün oteli süpürmeye, yıkamaya hazırım. Bütün abdesthaneleri temizleyeyim. Bana beş kuruş ver.’ O, bu pazarlığa razı olur.
Ona altı gün sonra yine rast geldim.
Hemen elime sarıldı. Öptü. ‘Eğer bana o gün ekmek parası vereydin, ben fabrikaya gitmeyecektim. Bana ağır bir iş gördürdün, ama çalışmayı öğrettin. Çok minnettarım!’ dedi.
Sermayenin esası olan ‘azm’i benden aldığını hiç unutmaz...”
Vakit, Sayı: 164, 3 Nisan 1334/1918, s. 2.
(Özet değildir)
Ömer Seyfettin, Bütün Hikâyeleri (Hazırlayan: Hazırlayan: Nâzım Hikmet Polat), Yapı Kredi Yayınları, 2. Baskı, 2015, İstanbul

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder