26 Ocak 2020 Pazar

Ömer Seyfettin - Devletin Menfaati Uğruna

Devletin Menfaati Uğruna

Sevgili karilerim, size yemin ederim ki bu hikâyeyi ben uydurmuyorum.
Hatırımda iyice kalan şey yalnız vakanın esası “ferd”in “cemiyet” uğrunda vaktiyle ne derecelere kadar fedakârlıkta bulunduğunu bunun kadar nefis bir surette gösterecek tarihî bir misal yoktur sanıyorum!
Okuduktan sonra “Sanat, sanat içindir!” itikadıyla “hisseden kıssa” çıkarmasanız bile, eğlenmiş olursunuz.

Evvel zamanda... (…) bir kral vardı.
“Ah, niçin bizim bir veliahtımız yok!”
Başmabeyinci yerlere eğilerek başvekilin huzura kabul olunmasını istirham ettiğini söyledi.
Allah göstermesin, sizin ruhunuz göklere uçarsa yerde kalacak zavallı tebaanızın hâli ne olacak?
Başvekilin nutkunu kesti, sordu: “Bu felâketin önüne nasıl geçebiliriz?”
“Sevgili kraliçemiz dünyaya hemen bir veliahtçık getirsinler. Fakat nasıl? Artık...”
Söylediğini Allah’la kraldan başka kimse duymadı.

Kraliçe (…) Henüz on yedi buçuk yaşında pembe, beyaz, saf, masum bir civandı.
“Hayır, mümkün değil, yapamam. Ölmek bence daha hayırlı...”
Nihayet gözlerindeki yaşlar bitince kraliçe istenilen fedakârlığa razı oldu.
“Fakat hizmetime kimi tayin edeceksiniz?” diye sordu.
“Saraydan, kimi istersen, meleğim...”
Kral mabeyn erkânından kırk tane kadar asilzade saydı. Kraliçe hep “Nafile, hizmetinden bir netice çıkmaz!” diye reddediyordu.
“Heyhat! İki senedir, ben onların hepsini tecrübe ettim” cevabını verdi.

Dokuz ay, on gün, yedi saat sonra merhum kraliçe doğurdu. Fakat bir tane değil... İki prens birden!
Bu iki kardeş hükümdar birbiriyle hiç geçinemediler. Bütün hayatlarını muharebeyle geçirdiler.
Diken, Sayı: 5, 1 Kânun-ı sani [Ocak] 1919, s. 15-16.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder