26 Ocak 2020 Pazar

Ömer Seyfettin - Korkunç Bir Ceza

Korkunç Bir Ceza

Hasan Ağa başka hemşehrileri gibi yapmamış, İstanbul’a karısıyla beraber gelmişti.
Bir gün hemşehrileri Tavukpazarı’nda verecekleri bir ziyafete onu da davet ettiler.
Karısına, “Ben bu gece hemşehrilerin ahengine gidivereceğim. Sen bir kişicik bul. Onunla yat, sakın gorhma...” dedi. Çıktı, gitti.
(Gülsüm) Nasıl bu gece tek başına yatacaktı? Hemen kendini sokağa attı. Bir can yoldaşı, bir kişicik bulmak lâzımdı. Hem işte ağası da ona “bul” demişti. Önüne rast gelene, “Sen kişicik misin?” diye soruyordu.
Nihayet mahzun mahzun eve doğru dönerken karşıdan bir külhanbeyinin geldiğini gördü. Son bir ümitle ona da sordu: “Ayol, kişicik sen misin?”
Odaya girince karısıyla çok kıvırcık saçlı bir herifin sarmaş dolaş yattığını gördü.
“Ayon ne oluyon?” dedi. “İşte kişicik bu imiş. Sen bana onu bul da beraber yat demedin mi?”
“Senin gebehetin yoh! Domuzluh bu kişiciktedir. Ben ona gostereceğum!” dedi.
Hasan Ağa külhanbeyine, “Haydi kalk! Esvaplarını gey!” emrini verdi. Zavallı çapkın hemen itaat etti. Bir dakikada giyindi.
“Ülen kerata! Ne söylenip patırdı ediyon? Sakın bir daha bizim eve gelme. İşte bu sefer seni, ceza olmak üzre Yedikule’ye gadar getürdüm. Bir daha evimde yahalarsam vallahi billahi ta Ayastefanos’a kadar götürür bırakırım... Anladun mu?” dedi.
Diken, Sayı: 13, 17 Nisan 1335/1919, s. 3, 6.


(Özet değildir)
Ömer Seyfettin, Bütün Hikâyeleri (Hazırlayan: Hazırlayan: Nâzım Hikmet Polat), Yapı Kredi Yayınları, 2. Baskı, 2015, İstanbul

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder