26 Ocak 2020 Pazar

Ömer Seyfettin - Eleğimsağma

Eleğimsağma

Küçük Ayşe sabahtan beri önünde mekik dokuduğu yüksek bez tezgâhından kalktı.
“Ne güzelim ben, ayol...” diye güldü...
Hem öyle kuvvetli idi ki... Erkek akranlarını bir tutuşta kaldırıp yere çarpıyordu. Ona “Pehlivan Ayşe” derlerdi.

Ömründe bu kadar yakın bir eleğimsağma görmemişti.
İşte bu kadar köyün yakınına inmiş olan bu eleğimsağmanın koşup bir kere altından geçse...
Erkek olacak!
Bunda hiç şüphesi yoktu.
“Eleğimsağma sönmeden yetişeyim” diye bütün kuvvetiyle koştu.
Nefes nefese eleğimsağmanın altından geçti.
“Oh!” dedi.
Ayağa kalkınca şaşırdı. Boyu büyümüş, cepkeni yırtılmış, kısalan etekleri belinde kalmıştı. Islanmış yüzüne elini götürdü. Parmaklarına bıyıkları dokundu.
O kadar kuvvetlenmiş idi ki... Demin yarım saatte koşarak geçtiği yerleri üç adımda aştı.
Ağabeysinin bayramlıklarını çıkardı. Giydi. Vücuduna çok dar geliyordu. Duvardan martini de aldı. Omzuna taktı. Dışarı çıktı.

Pehlivanlara bağırdı: “Benimle ikişer ikişer güreşecek varsa meydana çıksın!..”
Ayşe yağlandı. Kispetler giydi. Çifter çifter karşısına çıkan pehlivanları kaldırıp kaldırıp yere çarptı.

“Ben Ayşe’yim...”
“Hacı Mehmetler’in Ayşe...”
Ayşe bağıra bağıra nasıl koştuğunu, nasıl eleğimsağmanın altından geçtiğini, nasıl erkek olduğunu anlattı.
“Gülsüm’ü kim alıyor?”
“Muhtarın oğlu Hasan...” dediler.
“Çabuk karşıma gelsin...”
Kalabalığın içinden Hasan’ı buldular.
“Nikâhı kim kıydı?”
“Kurt Hoca...”
“Kurt Hoca ha... Onu da getirin bakayım.”
“Ulan Hasan, boşa bakayım Gülsüm’ü!”
“Boş olsun! Boş olsun!..”
Hoca’ya döndü, “Kıy bakalım Gülsüm’le benim nikâhımı!” dedi.
“Kıymam.”
“Hey köylü... Haberiniz olsun bu erkek değildir. Bu kızdır. Bunu örtüye sokmalı. Bunun böyle gezmesi caiz değildir.”

Sıkıyordu. Canı çıkarken hoca fena hâlde tepindi. Gümbür gümbür şerefe yıkıldı. Ayşe aşağıya düştü. Kafası küt diye yere vurdu.

Gözünü açınca kafasını yumruklayan babasını gördü:
“Domuzun kızı, ne arıyordun burada?”
“...”
Yağmurla sırsıklam olmuş, yeşil ve sık fundalıkların içinde idi.

“Örtüye koyun onu, örtüye... Artık onun açık dolaşması caiz değil...”
Yeni Mecmua, Sayı: 5, 9 Ağustos 1917, s. 98-100.


(Özet değildir)
Ömer Seyfettin, Bütün Hikâyeleri (Hazırlayan: Hazırlayan: Nâzım Hikmet Polat), Yapı Kredi Yayınları, 2. Baskı, 2015, İstanbul

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder