26 Ocak 2020 Pazar

Ömer Seyfettin - Ezelî Bir Roman

 Ezelî Bir Roman

Âdem Bey büyük ıhlamur ağaçlarının altında yapayalnız geziniyordu.
Karşıdan gayet beyaz ince bir hayalin geldiğini gördü.
“Sen kimsin?”
Akşamdan beri aradığın...
Havva Hanım, “Ne kadar mes’udum!” dedi.
Büyük mermer havuzun fıskiyelerindeki çanağa bir ihtiyar ecinni oturmuş, onlara gülüyordu.
“Hâlinize gülüyorum!” dedi.
“Hâlimizde ne var?”
“Yalan söylüyorsunuz. Birbirinizi aldatıyorsunuz!”
Havva Hanım, “Bizim birbirimizi ebedî bir aşkla sevdiğimize inanmıyor musun?” diye sordu. Cüce tekrar bir kahkaha çınlattı: “Fâni hayat içinde ebedî bir aşk ha?..”

Evlendiler. Seviştiler. Bir vücut gibi yaşadılar.
Sonbaharın nihayetlerine doğru Âdem Bey rahatsızlanmıştı.

Soğuk bir kış gecesi Âdem Bey karısına “Sen açılıyorsun! Ben de üşüyorum!” dedi. Bu sözde “azarlama”yı artıran gizli bir kabalık vardı.

Kocası, “Yatak geniş... Yorganlarımızı ayıralım. Ben bir yana çekileyim. Rahat rahat uyuyalım!” cevabını verdi. Havva Hanım gülümsedi: “Ben de bir yana... pekâlâ?”
“Ah yalanmış! Yalanmış!” diye inledi. Âdem Bey gözünü kapar kapamaz rahat uykusuna dalmıştı. Karısının bütün gece devam eden hıçkırıklarını duymadı...
Tercüman-ı Hakikat, Sayı: 13576, 22 Kânun-ı evvel [Aralık] 1334/1918, s. 2.


(Özet değildir)
Ömer Seyfettin, Bütün Hikâyeleri (Hazırlayan: Hazırlayan: Nâzım Hikmet Polat), Yapı Kredi Yayınları, 2. Baskı, 2015, İstanbul

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder